Aksaray
DOLAR31.9682
EURO35.0861
ALTIN2417.2
Nazmi Çalışkan

Nazmi Çalışkan

Mail: nazmicaliskan@aksaray68haber.com.tr

10 Kişiye Sağlığı Sordum Hiç Duymadığım 6 Çeşit Yeni Küfür Öğrendim

“İnsanın neresi ağrıyorsa canı oradadır” diye bir söylemimiz var. Hele bir de bırakın bir yerinizin ağrımasını evdeki çocuğunuz hastaysa o zaman canınızın bile kıymeti kalmıyor.

“Sağlık” Son dönemde Aksaray’da birkaç kişi haricinde her kesimin şikayet ettiği ve her seferinde değişik mazeretler ile sabır teşbihlerinin taşlarının aşındığı bir alan haline geldi.

Bu alan denilince de Aksaray’da akla gelen ilk demeyim tek kurum olan Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi geliyor.

Bu hastane gelince de hemen buradaki idareciler bir anda günah keçisi olurken başka yerlerdeki sorumlular dillere destan makam odalarında Aksaray’ın tadını çıkartırken suya sabuna dokunmadan ömür dolduruyorlar.

Haberlerimizde “hastane” kelimesinin “has” hecesini kullandığımız anda gerisini halk “…tahane” yerine başka şekilde tamamlayarak heceyi başka şekilde bitiriyor.

O devasa, günde on binden fazla kişinin nizami olarak girip çıktığı bu kuruluşla ilgili övsek de, eleştirsek de birileri tarafından hemen hakaret, küfür veya tehditlerle yaptığımız işe bile lanet ediyoruz.

***

Son dönemde randevu sıkıntısını ve yoğunluğunu en aza indirmek isteyen hastane yönetimi en net sonuç alabilecekleri bir yolu açarak mesai dışı sağlık hizmetini devreye sokarak bekleyen yaklaşık 5 bine yakın hastanın eritilmesini ve sistemdeki yükün alınmasını sağladı. Bu konuda emeği olan herkese teşekkürü bir borç biliyorum.

“İnşallah ilerleyen günlerde de bu verilerdeki olumlu sonuçlar bekleyen hastaların sıfırlanmasına kadar gider” diyeceğim ama bu şehrin insanları her ay düzenli olarak hastaneye gittiklerinden olacak ki diğer taraftan yığılma da sürüyor.

Hastane içerisindeki mücadele sürerken hastane dışından da bu mücadeleye destek gerekmiyor mu?

“Geçmiş yıllarda bu hastane eski yerindeyken bu sorun neden yaşanmıyordu?” diye soruyorum.

“O Zaman Aksaray’ın nüfusu 400 bindi, şimdi 450 bin oldu. O zaman hastaneye günde 7 bin hasta giriyordu şimdi 10 bin” cevabını alıyorum.

Ama o zamanki hastanenin teknik imkanları ve doktor sayısı elbette konuşulmuyor. Bu denkleme göre doktor sayısının aynı kalması gerekiyor ki bu yoğunluğun sebebi nüfus ile açıklanabilsin.

Ancak durum öyle değil, doktor sayısı da orantıya göre çok daha fazla şekilde artırıldı. Yani bu yoğunluğun sebebi olarak geriye dönüp tekrar baktığımızda o dönemde aynı sorunların başladığını hatırlıyorum.

O zaman hastane yönetimi işini yaparken il sağlık müdürlüğü de ildeki semt polikliniklerini mini hastaneler şekline çevirmiş ve hastanedeki yükün büyük bölümünü alırken ağız ve diş sağlığı merkezinin bile bölümlerini bu polikliniklere entegre ederek diğer sağlık birimlerinin üzerindeki yükü de almıştı.

Sonrasında bu poliklinikleri gereksiz gören yeni yönetim bu merkezlerin içerisini boşaltınca tüm yük istense de istenmese de hastane üzerinde kaldı. Yani bu iki poliklinik sayısı 4 yapılıp hastaneden günde 4 bin hasta çekilmek yerine 2’si de basit sağlık birimleri haline getirildi.

Hasandağı bölgesi ile Fatih, Ereğlikapı, Hürriyet, Dağılgan, Kurtuluş gibi mahalleleri büyük oranda hastaneden çeken Fatih semt polikliniği ile merkezdeki semt polikliniklerinde bazı bölümlerin kapatılması ve tekrardan açılmaması tüm yükü hastaneye yüklediğinden ve bu sorunun çözümü için hiçbir şey yapılmadığından hastane yönetimi bu süreçte fırtınayla tek başına küreklerle mücadele etmek zorunda kaldı.

Bu konuda haksızlık etmeden fedakarca çalışan hastane yönetimi ile görevlerinin bilincinde olan doktorlara teşekkür ediyorum.

***

Bunu neden yazıyorsun? Diye soranlar olacaktır elbette.

Bunu yazma sebebim işini yapan, emeğini esirgemeyen, milletin derdiyle dertlenen insanlara destek olmak istedim sadece.

Ne zaman bu şehirde sağlık ile ilgili bir haber yazsak duymadığımız kalmıyor. En son sağlık ile 10 kişiye fikrini sordum, daha hayatım boyunca hiç duymadığım 6 farklı küfür öğrendim.

Sağlığın durumu bu yönde, insanları da bu konuda suçlayamıyorum. Yazının başında dedim ya “Nereniz ağrıyorsa canınız oradadır” diye durum bu.

“Mutfak dolabı yaptırmıyorsunuz ki bugün dursun da yaza yaptırırız” diyesiniz. Sağlık bu.

İnşallah birileri de övgü ve teşekkür yazıları yazdırmak için bir yerlerden yardım istemek yerine dillere destan makam odasından çıkar da bu sorunu geçmişte nasıl çözmüşler diyerek yapılan çalışmalara bir omuz atar…

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar