Aksaray Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Aksaray’da hayvancılığın geldiği son durumu rakamlarla ortaya serdi. Kayan Aksaray’da son bir yıl içerisinde büyükbaş hayvan sayısının 375 binden 300 bine düştüğünü belirtirken USK’nın da açıkladığı rakamla fiyatlardan habersiz olduğunu bir kez daha göstermiş oldu” derken yabancı bir yatırımcı ile Aksaray OSB içerisinde yeni bir süt işleme tesisi için de dev bir yatırım hazırlığında oldukları müjdesini verdi.
Tarım ve hayvancılık kenti olarak bilinen Aksaray’da son yıllarda özellikle süt hayvancılığına yapılan yatırımlar ve yaşanan sorunlar nedeniyle sıkıntılar artarken Aksaray’ın büyükbaş hayvancılıktaki 12 bin üyesi ile en büyük Sivil Toplum Kuruluşu olan Aksaray Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği (ADSYB) başkanı Bekir Kayan son haftalarda Aksaray’ın gündemini belirleyen söz konusu Aksaray programında gazeteciler Hikmet Recep Turan,Nazmi Çalışkan ve Harun Atalay’ın sorularını yanıtladı.
İl genelinde bir yıl içerisinde 375 bin olan hayvan varlığının 300 bine kadar gerilediğini ifade eden Kayan açıklamasında; “Bizler üreticilerimizin ne zor şartlar altında “inadına üretim” diyerek yıllardır üretmeye çalıştıklarını her platformda anlatmaya çalışıyoruz. 2012 yılından sonra büyükbaş hayvancılığa çok büyük yatırımlar yapıldı. Büyük çiftlikler ile ülke ekonomisi için büyük üretimler gerçekleştirildi. Ancak son yıllarda yem ve diğer girdi fiyatlarındaki yaşanan artışlar üreticiyi zora soktu. Yem,yakıt,elektrik ve bir çok kalemde yapılan fiyat artışları süte yansımadı. Adı ulusal süt konseyi olarak belirlenen kuruluş çiftçi adına sütte tavsiye fiyatı vererek süt fiyatlarının belirlenmesinde etkili olurken üreticiden çok sanayicinin talebini dinleyerek karar verdi. Yıllardır USK gibi bir de yem konseyi kurun çağrımız sonuç vermedi. Geldiğimiz son nokta da USK’nın süt fiyatlarından ne kadar haberdar olduğu açıkladığı rakamlarla bir kez daha ortaya çıktı.
Üreticinin Dayanacak Gücü Kalmadı
Hayvan varlığının 375 binden 300 bine kadar gerilemesi üreticinin artık üretimden vazgeçmeye başladığının yani mandıraların boşalmaya başladığının en büyük göstergesidir. Süt fiyatları nasıl bir konseyin tavsiye kararı ile belirleniyorsa artık anı şekilde yem ve market raflarındaki süt ürünleri de aynı şartlarda belirlenmeli veya süt fiyatlarının yem fiyatlarıyla paralel olarak arttırılacağı bir sistem kurulmalıdır. Bu şartlarda üreticilerin bekleyecek veya dayanacak gücü kalmadı. Bu şartlarda kalıcı bir çözüm bulunmaz ise en fazla 1 sene içerisinde süt üretimi yapacak üretici bulamayacağız.
USK Misyonunu Tamamladı
Yeni dünya düzeninde gıdanın ne kadar önemli olduğunu görmemize rağmen halen gıda üretimini desteklemek için adımların atılmasını bekliyoruz. Ama bizler üreticiler olarak umutluyuz ve çalışmaya devam edeceğiz. Başka bir işimiz yok. 2008 Yılında yaşanan krizden sonra piyasa zorda olsa kendini toplayabilmiş ve Devletimizin büyük destekleri ile süt üretiminde önemli bir noktaya gelinmişti. Bu yaşanan süreç 2008 krizinin çok daha büyüğü. Burada süt üreticileri desteklenmeli ve sektör ayakta tutulmalı. Şu anda ufak dokunuşlar ile bu sorun çözülebilir ancak daha geç müdahale sonucu üreticiler için altından kalkılmayacak boyutta olabilir. Bizler Devletimizden artık yem fiyatları ile süt fiyatlarının paralel belirleneceği bir sisteme geçilmesini istiyoruz. Bununla beraber üreticiyi temsil etmeyen sadece sanayicinin talepleri ile hareket eden USK’nın da bu işte belirleyici konumundan uzaklaştırılması gerektiğini düşünüyoruz.
Tarım Politikaları En Az 10 Yıllık Olmalı
Bizler birlikler olarak süt ve büyükbaş hayvancılık konusunda çözüm önerilerimizi defalarca kez dile getirdik. Artık ülkemizin en az 10 yıllık oluşturulacak kalıcı bir tarım politikasına ihtiyacı var. Bu politika ortak akıl ile belirlenmeli ve 10 yıl içerisinde değişen bakanlar da değişecek hükümetler de bu politikaya göre sistemi işletmeli. Her hükümete veya her değişen bakana göre değişiklik gösteren tarım politikası ne yazık ki bileri bu noktaya getirdi.
Hazine Arazileri İle Üretici Desteklenmeli
Bizler daha önceki yıllarda artan maliyetler ve yem fiyatları konusunda değişik önerilerimizi gerekli mecralara ilettik. Örneğin yem fiyatlarının sürekli arttığı bu ortamda hayvancılık yapan üreticilerimize boşta kalan hazine arazileri şartlı olarak tahsis edilmeli. 1 Büyükbaş hayvan için 1 dekar 10 küçükbaş için de 1 dekar olarak belirlenmeli. Bu hayvancılığı yaptığı sürece hayvan varlığı oranında bu kullanılmayan araziler bu kişiler için can damarı olacaktır. Bu araziler bu kişiler tarafından sadece hayvansal yemler ekilmek üzerine verilirse üreticilerin bu sorunlarının büyük bölümü de çözülmüş olur. Bu mandıraları boşaltmadan bu işe bir çözüm bulunmalı. Biz ülke olarak kendi kendimize yetebilen bir durumdayız. Ancak dünyada yaşanan gıda krizi nedeniyle ihraç ürünler nedeniyle ülkemizde de sorunlar ortaya çıkıyor.
Üreticimizin Pazar Sorununu Bitireceğiz
Süt üreticilerimiz için en büyük sorunlardan bir tanesi de Pazar sorunu. Süt zahmetli üretiminin yanında beklemeyen daha doğrusu bekletilemeyen bir ürün. Sağımı yapıldıktan sonra belli bir süre içerisinde alım yapan yere gönderilmesi ve burada işlenmesi gerekiyor. Bu geçmiş yıllarda da bugün de büyük sorunlara neden oluyor. İlimiz genelinde büyük süt işleyen yatırımlar olsa da ne yazık ki Pazar sorunu her dönem oluyor. Geçmiş yıllarda sütünü veremeyen üreticilerimiz de, verdikleri sütün parasını zamanında alamayan üreticilerimiz de oldu. Bu sorunu çözmek için geçtiğimiz yıllarda süt işleme tesisi için harekete geçtik. Günlük 100 bin litre işlenecek bir tesis için Aksaray OSB’de yerimizi aldık ve bunun bedelini de ödedik. Ancak yaşanan büyük sorunlar nedeniyle bu çalışmayı gerçekleştiremedik. İnşaat maliyetlerinde yaşanan artış nedeniyle bu proje için başka yollar denemeye başladık. Bunun sonucunda büyük bir yabancı yatırımcı ile irtibat kurduk. İlk etapta fizibilite çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çalışmalarda sona gelmek üzereyiz. Yakın bir tarihte oturup bunu değerlendireceğiz. Bu firma fabrika kapasitesinin günlük 5 katına çıkartılmasını istedi. Bizlerde bu duruma sıcak baktık. İnşallah bu yatırım gerçekleşirse üreticinin kendi birliği artık Pazar sorununu da ortadan kaldıracak. Bu yatırımla beraber 3-5 fabrikanın dayatmasından da üreticilerimizi kurtaracağız. Bugün şartlarında üreticiden alınan sütün litre fiyatının en az 10 lira olması gerekiyor.
Yabancı İşçilerin Gidişi Tarımı da Hayvancılığı da Bitirmez Ama…
İlimiz genelinde son yıllarda hayvancılığa yapılan büyük yatırımlar ile büyük çiftlikler kuruldu. Bu büyüme işçi ihtiyacını da ortaya çıkartı. Bir çok köy ve kasabada bu işi Afgan uyruklu işçiler yapıyordu ancak son yıllarda artık onlar da buralardan merkeze giderek başka işler yapmaya başladılar. Bu durum kontrol altına alınmalı. Yabancı uyruklu işçiler tarım ve hayvancılık için gerekli ama artık onlarda merkeze gitmeye başladılar. Bizler üretenler olarak elbette bu durumda zorluk çekeriz ancak eskiden olduğu gibi yine kendi kendimize üretiriz” dedi. (Haber/Foto:E.B)
Yorum Yazın