Haksız Kazanç İçin “Fırsat Bu Fırsat”

Pandemi döneminde uygulanan kısıtlamalar ve Dünya ülkelerindeki istikrarsızlık nedeniyle bozulan tedarik zinciri nedeniyle başlayan ekonomik krizden en fazla etkilenen ülkelerden birisi olan Türkiye’de fırsatçılığın önüne geçilemiyor. Son 3 yıldır gücü olan kazancını 10 katına kadar çıkartırken ayakta kalmaya vatandaşlar barınma, sağlık, enerji, ulaşım gibi giderlerinin artması ve gıda ile giyim ürünlerine peş peşe yapılan ve durmak bilmeyen zamlar karşısında çıkmazın içerisine girdi.
Denetim mekanizmasının geç çalışması veya bir türlü devreye girmemesini fırsat bilen kişilerin gelirleri son üç yıldır katlanırken dar ve orta gelir sahibi vatandaşların banka borçları da katlanmaya başladı.

Geçinmek için kredi kartlarını devretmekten başka yolu bulunmadığını ve aldıkları maaşların artık yetmek bir yere kartların asgarisini bile ödemeye yetmediğini söyleyen vatandaşlar marketler başta olmak üzere tüm ticari merkezlerin son bir yıllık gelir giderlerinin denetlenmesi gerektiğini söylerken kiralık evler konusunda da artık bir adım atılması gerektiğini söylediler. Ekonomik krizlerdeki faturaların, ülkede servetlerini katlayanlar tarafından değil dar ve ora gelirli kişiler tarafından ödenmesinin adaletsizlik olduğunu ifade eden vatandaşlar; “Son yıllarda birçok tüketim ürünü ile insani ihtiyaçlarda anormal fiyat artışları oldu. Bu artışlar için ekonomik kriz veya tedarik sorunu gibi konular bahane edildi. Şimdilerde konut kiraları başta olmak üzere birçok kalemde fiyat artışlarının önüne geçilemiyor. Bu süreçte gıda başta olmak üzere tüm ürünlerin fiyatı artık kontrolden çıktı.

Geciken veya hiç yapılmayan denetimler nedeniyle insanlar fiyatları o günkü ruh haline göre belirliyor. Bu sorun yeni değil 2 yıl önce marketlerde yapılan göstermelik denetimler nedeniyle birçok kişiye göz yumuldu. Otomotiv sektöründe de aynı durum yaşanırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sözü ile yapılan denetimler sıfır araçları bir haftada piyasaya çıkarttı ve stok yapanların ekonomik anlamda canları yandı. Bu uygulama diğer ürünler veya kiralar için neden yapılamıyor? Bu denetimsizlik ne kadar daha devam edecek. Artık halkın üst gelir gurubunda saydığı memurlar bile kredi kartı batağına düşmüş durumda. İnsanlar ceplerindeki kartlardan aktarma yaparak ayı atlatmaya çalışıyor. Bunun aksini söyleyen çıkıp konuşsun. Türkiye ilk defa kriz yaşamıyor ve bu son da olmayacak ancak tüm krizlerin ortak yanı faturayı ceplerini dolduranlar değil karın tokluğuna yaşamaya çalışan alt ve orta gelir gurubu ödüyor.

Aksaray’daki kiralık evler için ne kadar vergi beyan ediliyor? Bu vergilerin ne kadarı ödeniyor? Ya da bu kiraların ne kadarı doğru beyan ediliyor? İnsanlar asgari ücretli ve memurların oturmak zorunda oldukları evlerin kiralarını yüzde 25 sınırı olmasına rağmen yüzde 300 ile 400 arasında artırdı. Artırım yapmayanlar evlerinden oldular. Bunun denetimi de yapılmadı. Aksaray’da ortalama ev kirası 7 bin ile 13 bin aralığına kadar yükseltildi ve halen bu duruma bir dur diyen yok. 20 Bin liraya doğru da gidiyor. 20 Bin sınırına geldikten sonra yapılacak denetimin de, yazılacak cezanın da bir anlamı yok. Kısacası bu ülkede haksız kazanç için fırsat bu fırsat” dediler. (Haber: E.BUDAK)