Diş eti hastalıkları ise tüm ağzı örten bu dokunun iltihabı ve sonrasında bu iltihabın ilerleyip alttaki kemiğe ulaşması ve kemik dokusunda azalmaya yol açması olarak tanımlanabilir.Dişlerin destek kemik dokusunun azalması, erimesi sonucu diş kayıpları meydana gelir. Hatta bembeyaz, hiç çürüğü olmayan sağlam dişlerin bile diş eti hastalıkları sebebiyle çekilmesi zorunlu olabilir.
Ağzımız vücudumuzda özel bir bölge. Çünkü dış etkenlere açık, karmaşık bir bakteri (iyi – kötü) dinamiğine sahip bir organ ve doku kompozisyonu. Diş etleri ise genel vücut sağlığından etkilenen ve sistemik sağlığı direkt etkileyen , dişleri ve çene kemiklerini çevreleyen dokudur. Diş eti hastalıklarına yol açan bakterilerin genel sağlığımızla ilgili kalp hastalıkları, diabet, erken doğum, romatoid artrit gibi çok ciddi durumlarla yol açma risklerinin olduğu artık tüm literatürde kabul gören bir gerçek.
Diş eti hastalığının belirtileri nelerdir?
- Diş etlerinde kanama
- Diş etlerinde şişlik
- Diş etlerinin renginde koyulaşma, açık pembe rengin kırmızıya dönmesi
- Dişlerde sallanma, dişlerin zaman içinde aralanması
- Çiğnemede ağrı, soğuk-sıcak hassasiyetleri
- Kötü ağız kokusu, kötü tat
- Diş eti kenarlarında zaman zaman aktifleşen küçük apse odakları
Diş eti problemlerinin sebepleri şöyle sıralanabilir:
- Genetik yatkınlık: Anne babası ya da birinci derece akrabalarınızda erken yaşta diş kayıpları varsa kendinizi de riskli kabul edin ve önleminizi alın.
- Kişisel bakım eksikliği: Oral hijyen alışkanlıkları diş eti sağlığı açısından çok önemli. Düzenli fırçalama ile bakteri sayısı azalır. Temiz bir ağızda bakteriler ve bakteri plağı oluşumu engellenir. Böylece diş eti iltihabı önlenebilir.
- Profesyonel bakım eksikliği: Diş taşı oluşumu vücudun doğal süreçlerinden biri. Tükürüğün yapısına bağlı olarak bazı kişiler diş taşı oluşumuna daha yatkın. Diştaşı da diş eti hastalıklarının hem belirtisi hem de sebebi. Dolayısıyla periyodik olarak diş taşlarının diş hekimleri tarafından temizlenmeli. Böylece diş eti iltihaplarından tutun da ağız kokusuna kadar bir çok negatif durum engellenmiş olur.
- Bazı sistemik hastalıklar ve ilgili ilaçlar: Özellikle Diabet başta olmak üzere bazı sistemik hastalıklar diş eti hastalıklarının sebeplerinden. Ayrıca yüksek tansiyon ilaçları, kalp ilaçları, kan sulandırıcılar veya doğum kontrol hapları diş eti sağlığını etkileyebilir.
- Vitamin eksiklikleri: Vücutta K, C, B12 vitaminleri, folik asit eksikliği de diş etlerinde kanama yaratabilir. Özellikle inatçı, tedaviye cevap vermeyen kanama durumlarında vitamin eksikliği ihtimali hesaba katılmalı.
- Gebelik: Halk arasında yerleşmiş bir inanç, ‘’bir çocuk, bir diş’’. Yani başka bir deyişle her hamilelik annenin diş kayıpları veya çürükleri ile sonlanır kalıbı. Aslında bu dişler açısından çok da doğru değil. Öte yandan hamilelik hormonları diş etlerini etkileyebilir. Diş etlerinde şişlik, kanama, kızarıklık görülebilir. Böyle bir durumda doktorunuza danışmalı ve gerekli tedaviyi yaptırmalısınız.
- Eskimiş, diş eti uyumu iyi olmayan dolgular, kaplamalar: Dişlere uygulanan dolgu, kaplama, protez gibi restorasyonların en önemli noktası dişetine tahriş oluşturmayacak şekilde dizayn edilmiş olmasıdır. Ayrıca seçilen materyallerin de bio-uyumlu olması çok gerekli. Özellikle belli bölgelerde, sadece bası tedavilerin uygulandığı noktalarda diş eti kanaması veya kötü konu yaşıyorsanız mevcut restorasyonların yenilenmesi gerekebilir.
Diş eti ile ilgili genetik yatkınlığını olduğunu düşünüyor veya bu konuda şikayetler yaşıyorsanız hemen diş hekiminizle iletişime geçin. Özellikle konu diş eti olduğunda genel uygulamalar yerine, kişiye özel çok farklı gereksinimler olabilir.(Basın Bülteni)
Yorum Yazın