Her yıl gelenek hale gelen ve Türkiye’deki 81 ilin kendi yöresel ürün ve yemeklerini tanıtmak için İstanbul’da düzenlenen tanıtım günleri etkinlikleri için yine geri sayım başladı.
Allah razı olsun ki İstanbul’daki bir sürü Aksaray derneği de bu etkinlikler için İl’e bir çıkartma yaparak Aksaray’ın idarecilerini ziyaret etmişler.
Eskiden beri düzenlenen bu etkinlikte bir arpa boyu yol alınamasa da, yöresel ürünlerin dışında;
X ilinin meşhur balını,
Y ilinin lezzetli sucuğunu,
Z ilinin kaymak ve peynirini sergilesek de sonuçta fuar alanında Aksaray’dan giden malaklı cins köpeğimiz fuarda Aksaray’ı alnının akı ile temsil ediyor.
En fazla ilgiyi gören köpeğimiz ve TV’lerde haber konusu olan başlıkları fuarın kapı girişi ile yakın noktalardan billboardlara assalar Aksaray merakından tüm İstanbul o fuar alanının kapısında sıra olur.
Bu fuar etkinliğine bir defa katıldım ve o gün gördüklerimle bu fuarın hiçbir şekilde Aksaray’ı temsil etmediği ve temsil etmeyeceğine kanaat getirdim.
Dönemin Valisi tarafından İstanbul’a davet edilip fuar alanına girdiğimizde kavga krizi ile karşılaştık.
Daha sonra haberlerde gördüğümüz Aksaray lezzet duraklarını ararken 3-5 oldu bittiye getirilmiş el broşürü dağıtılan stant ve 1-2 tane de yöresel ürünlerin dokunduğu tezgah ve el ürünlerinin sergilendiği mini atölye dışında içeride bizim merkezde her ay düzenli olarak yapılan Erzurumlular etkinlikleri gibi satış yapan ve başka illerin ürünleri olduğunu açıkça yazmaktan da çekinmeyen standı gördüğümüzde hayal kırıklığı ile dışarı çıktık ve o bölgede Aksaray ile özdeşleşmiş malaklı cinsi köpeğimize olan ilgiyi görünce “Şükür en azından Aksaray’ı tanıtacak bir varlık varmış” demenin huzuru ile boş geçen fuarı bırakarak İstanbul’u tanıdık.
O dönemden sonra yaptığımız eleştiriler nedeniyle hiçbir zaman bu fuarlara davet edilmeyip sadece “Muhteşem, harika” gibi başlıklarla süslenmiş ve Aksaray’ı tanıtmaktan çok İstanbul’u gezemeye giden kamu görevlilerimizin hazırladığı haber metinleriyle kendi kendimizi kandırdık.
Aradan geçen senelerde de bu böyle devam ederken İstanbul’da çok sayıda bulunan dernek yetkilileri ilimize gelerek ilimizin bu etkinliklere destek vermesi konusunda yine kamu görevlilerimiz ile görüşürken tanıtılmakta asli unsur olan ilin gazetecilerini yok sayarak İstanbul’a davet etmişler.
Ne diyelim eski bir tabirle “Körler, sağırlar, birbirini ağırlar”
Yine yapacağınız birilerini İstanbul’a davet edip dernek faaliyet defterlerinize “Aksaray tanıtım günlerini düzenledik” demek için yaptığınız ve hiçbir iş yapmayacak bir ekibi de İstanbul’a davet etmekle kendinizi tatmin etmek ve sözde üyelerinizi kandırmaktan başka bir iş yapmayacaksınız.
Aksaray’dan gidecek kamu görevlileri de yine 3-4 gün boyunca İstanbul’un tarihi ve turistik alanları ile gece hayatının tadını çıkartırken faturalar elbette Aksaray’daki kurumlarına fatura edilecek.
En azından işin içerisinde bir tanıtım olacağı için bu etkinliği çok da fazla kötülememek gerekiyor.
Bizimkiler Aksaray’ı tanıtamasalar da, yolladığımız cengaverler İstanbul’u iyice tanıyacaklar.
Yani işin sonunda muhakkak bir “Tanış” olacak…
Yorum Yazın