Aksaray
DOLAR31.9682
EURO35.0861
ALTIN2417.2
Nazmi Çalışkan

Nazmi Çalışkan

Mail: [email protected]

YAZAR mıyız?

Gazetecilik mesleğine girdiğim günden beri kendimce yazılar yazıp bazen uyarılar bazen de olumsuzlukları duyurma gereği duydum.

Ancak ne zaman bir şeyler yazmaya yani yazılar düzenli bir şekilde sıralanmaya başlasa bir yerlerden müdahaleler ile ara vermek zorunda kaldım.

Bu kez de öyle olmaması konusunda kendi kendime bir söz vermiştim ki yine bir müdahale ile çiçek, böcek, güzellikler gibi yazılar yazmam istendi.

Ben belediye veya valilikten emekli olmuş bir duayen değilim ki.

Ben 3-5 daire kirası toplayıp, 30 bin lira emekli maaşı alan birisi değilim ki.

Ben bir kurumun ayda 70 ile 100 bin lirası aralığında maaş alan idarecisi değilim ki.

Ben kafeler caddesinde ne iş yaptığı belli olmayan bir gecede 5-10 bin lira harcayan biri değilim ki.

Ben milyonluk arabalarla fink atan fabrika sahibi değilim ki.

Ben lüks makamlarda okkalı maaşlarla tek derdi “Akşam ne yesem ki” diyen biri de değilim.

Kısacası, ben ağzında altın kaşıkla doğan kul hakkıyla diğer tarafa gidecek bir talihsiz değilim.

Ben kimim biliyor musunuz?

Ben bu şehrin içerisindeki ayda 17 bin liraya geçinmeye çalışan işçi Ahmet’i,

Ben gece gündüz tarlasını bekleyen çiftçi Mehmet’i,

Ben bayram, düğün, cenaze ve tatil bilmeden mandırasını bekleyen besici Metin’i,

Ben “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” sorusunu soran kimlik problemli insanlarla uğraşan polis Cemal’i,

Ben saldırılan, hakaret edilen ve halka da idarecilere de yaranamayan kamu çalışanı Mert’iyim.

Yani ben bu şehirde doğan on binlerce insandan bir tanesiyim.

Kimsenin ekmeğinde,

Kimsenin suyunda,

Kimsenin makamında,

Kimsenin malında gözüm yok elhamdülillah.

Sadece bu işi yapıyor ve bu işle yaşamaya çalışıyorum. Yani bu iş benim mesleğim.

***

Gazeteciysek ne yapmamız gerekiyor diye sordum birilerine.

Bana “Çiçekten, böcekten, kelebeklerden yaz. Kimseye ilişme kenarında otur, ortaya da çıkma” dedi.

Bir başkası “Bu şehirde ne sorun var” dedi.

Başka biri “Size ne bu konulardan” dedi.

Daha da başkası “Siz yazmayı bilmiyorsunuz o yüzden hiçbir şey yazmayın” dedi.

Yani herkes bir şeyler derken sen ağzını açma dediler.

Şimdi size sorayım Aksaray’da yaşamak zorunda olan talihsiz hemşerilerim;

Gelmeyen ya da geciken hizmetleri,

Sıra alınamayan sağlık kurumlarını,

İçerisinden çıkılamayan trafik sorununu,

Arpası, buğdayı para etmeyen çiftçinin derdini,

Hayvanlarını doyuramayan hayvancıların sıkıntılarını,

Kamu kurumlarının idarecilerine ulaşamayan Aksaraylıların dertlerini,

İlde oluşan yolsuzlukları, haksızlıkları yazmayalım mı?

Son olarak bir büyüğüm bana;

“Sen yazılarını yaz.

Sonrasında oku.

Daha sonra o yazıyı yırt.

Yeniden yaz” uyarısında bulunmuştu.

Öyle de yaptım. Yazdım, okudum, sildim. Yeniden yazınca ortaya bu çıktı. Yazının şiddeti böylece yarı yarıya azalmış oldu.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar