Bundan tam tamına 85 yıl 1 ay önce Almanya’nın Polonya’yı işgali ile başlayan ve 1945 yılında sona eren 2’inci dünya savaşının Avrupa ve Asya ayağında mağdura yatan ve Almanların soykırımlarından bahsederek tüm Dünya ülkelerinde ayrıcalık alan yahudiler şimdilerde İslam coğrafyasında oluk, oluk Müslüman kanı akıtırken tüm dünya mağdur kan içici üvey evlatlarını izlemeye devam ediyor.
Elbette akan kan Müslüman kanı olunca bırakın Hristiyan’ı, museviyi, Budist’i, Ataisti, Müslümanlar bile sadece ve sadece izlemekle yetiniyor.
Bu akan kan Müslümanların kanı, işgal edilen ülkeler Müslümanların ülkeleri olmasaydı da başka bir dine mensup bir ülke olsaydı en başta İslam coğrafyasındaki “Din Kardeşleri” bir avuç yahudiyi tükürükleriyle bile o kumların dibine gömerlerdi.
Ancak akan kan Müslüman, işgal edilen topraklar da kendi toprakları olmayınca bu “Din Kardeşleri” sessiz bir şekilde şatafatlı yaşantılarına devam ediyor. Bu coğrafyada Allah’ın kendilerine sunduğu zenginliklerle tüm Dünya’daki Müslümanlara yapılan zulmü sessiz şekilde seyreden bu “Din Kardeşleri” sıranın kendilerine gelmeyeceğinden o kadar eminler ki, ateşin Türkiye’ye sıçrayacağı ve kendi coğrafyalarından uzaklaşacağı günü bekliyorlar.
***
Yıllar öncesinde Mısır ve ardından da Suriye’de başlatılan sözde Arap baharları ile Türkiye’nin mülteci cenneti olması ve diğer ülkelerdeki yıllardır süren iç karışıklığın kime ne için yaradığını bugün hep birlikte gördük.
Daha düne kadar Almanlar bizleri öldürdü diyerek tüm Dünya’yı sömüren bir avuç yahudinin soykırımı tüm Dünya’da sessizlikle izlenirken ne yazık ki senaryonun en öndeki lüks locaları “Arap Din Kardeşlerine” ayrılmış durumda.
En yakından 3 boyutlu gözlüklere bile ihtiyaç duymadan kanla sulanan toprakları keyifle izleyen “Din Kardeşleri bu sıranın kendilerine gelmeyeceğinden o kadar da eminler.
Her zaman olduğu gibi mülteci cenneti haline gelen güzel ülkem ise yine, yeniden gelecek göç dalgasıyla ne yapacağını düşünürken ülkemdeki pek çok cengaver ise Gazze’ye, Lübnan’a cihat için gitmek için adeta can atıyor. Adeta “Bu kadar seçilmiş asil izleyicilerin göz zevklerine Türkiye olarak katkı verelim” diyerek savaş nağraları atıyorlar ama sadece atıyorlar.
Bu soykırımı izleyen “Din Kardeşleri” hep birlikte film arasında Türkiye’de de çok kez anlatılan “SARI ÖKÜZ” hikayesini okumalılar. Bununla birlikte cihat çağrısı yapan her bir birey için Lübnan ve Filistin’e ulaşımın bir yolu bulunmalı ve kıymetli milletimizin çağrıları sessiz kalmamalı.
Diplomasiyle, Hristiyan dünyası ile, Kınamayla, BM genel kurulundaki konuşmalarla çözülemeyen bu sorunun çözülmesi için, o ateşin sönmesi için belki de sadece bu “Din Kardeşlerinin” bir üfürüğü yetecektir…
Yorum Yazın