Evet son günlerde özellikle pandemi kurallarının ortadan kalkması ile gerek STK’lar gerekse diğer kurum ve kuruluşlar bir yemek daveti furyasıdır devam ediyor.
Özellikle 2 yıllık sürede üyelerden uzak kalan kuruluşlar üyeleri için değişik etkinlikler düzenlerken bu etkinliklerde yemek olarak da komşu il olan Konya’nın düğünlerde geleneği olmuş zekat yemeğini tercih ediyor.
Evet Zekat yemeği diyorum çünkü bu yemeği dağıtan şirketin Aksaray genelindeki yemek verme usulü ve üslubu aynen öyle.
Yıllar öncesinde ilk kez bir organizasyonda gördüğüm bu Konya sofrasında gelenekmiş.
Aynı masaya 10 kişi toplanmadan yemek verilmez ve 10 kişi aynı tabağa kaşık sallarmış.
Yemek çeşidi de enteresan şekilde diyebilirim. 10 Kişi için iki kasede bamya çorbası ve ne olduğunu halen çözemediğim sütsüz sütlaç ve ana yemek olarak da ortaya gelen pirinç pilavı üzerinde 150 gram kavurma.
Hiçte hijyenik olmayan bu sözde sofra son dönemde Aksaraylı hemşerilerimizin Konya’ya olan özlem ve sevgisini ortaya çıkartmaya başladı.
Pandemi sonrası ilk olarak iftarlarda görülen bu organizasyonda davet edilen kişilere yemek şirketi tarafından reva görülen hal ve tavır sadece muhataplarını rahatsız ederken bu organize şirketinin sahibinin hizmet vermek için anlaştığı yerde önüne gelen davetliyle tartışması ve sanki zekatını dağıtıyor gibi hal ve hareketlerde bulunması sanırım bu şehirde sadece beni rahatsız ediyor.
Yanlış anlaşılmasın bu ve bu türden organizasyonlarda yemek, yemek gibi bir huyum da yok. Sadece kenarda hemşerilerimizin gördüğü muamele beni birazcık rahatsız ederken bu şehrin bu organizasyonlarda bir yemek şirketi yok mu? Demek geliyor içimden.
Bu tavırlara bir çok kişinin şahit olduğunu düşünüyorum. Artık marka şehir olacağız derken kendi soframızla, kendi kültürümüzle bir şeyler yapmamız gerekmiyor mu? Demek geliyor muhataplarına.
Bu şehrin insanlarının Konya’dan gelen bir düğün yemekçisinin zekatına ihtiyacı yok…
Yorum Yazın