İl trafiğiyle ilgili sürekli yazıyorum. Birçok hemşerim tekrarlamakla suçlarken birçoğu da destek veriyor. Bazıları da şehirde trafik sıkıntısının olmadığını ifade ederek ne yazık ki kırılıp küsüyor.
“Küsenlerden bana ne” demiyorum. Bu yazılarımın hiç birinde birilerini zan altında bırakmak veya suçlamak için ifadeler kullanmıyorum.
Ancak bizleri ve sizleri yöneten kitle sorunlara bakmak ve soranları çözmek için çalışmak yerine hemen bir altındaki simi suçlayarak “Nasıl olsa bir daha yazılmaz” düşüncesiyle olayların üzerinin kapatıldığını düşünüyor.
Örnek mi? Mesela Sivas iline gönderilen Aksaray bütçesinden alınan araçları unutmadığımız ve sürekli hatırlatacağımız gibi. Yani tekrar yapmıyoruz değerli hemşerilerim, sadece umursamayanlara düzenli olarak hatırlatıyorum ve hatırlatmaya da devam edeceğim.
Bu yazı arasında yine soruyorum; Yalan ifadeler kullandığını iddia ettiğiniz ancak doğru haber yapan gazeteciyle ilgili bir hamleniz oldu mu? Yoksa Aksaray’ın ihtiyacı yok dediğiniz araçları getirebildiniz mi?
Neye ana konumuza dönersek Aksaray’da trafik denetimleri konusunda çalışmalar aralıksız sürüyor.
Ben yazılarımda trafik polisleri nerede demedim ki? Ben Aksaray’da denetimlerin sadece 4 tekerleği olan araçlar üzerinde tekrarlanıp durmasını eleştiriyorum.
Şehir merkezinde kağıt topluyoruz diyerek trafik kurallarını hiçe sayan ve trafikteki hiç kimseye saygısı olmadığı gibi saldırgan tavırlarını her geçen gün artıran 3 tekerlekli araçlar konusunda da bir çalışma yapılıp yapılmadığını sordum.
Ben çocuklara sorumsuz aileleri tarafından karne hediyesi olarak verilen ve merkezdeki araçlar arasında fink atan elektrikli bisikletler konusunda bir çalışma yapılıp yapılmadığını sordum.
Ben il merkezinde organ transferi yapıyormuşçasına yayaların ve araçların üzerlerinden bile geçmeye çalışan tüm trafik kurallarını her seferlerinde çiğneyen ve bunu kendilerinde hak gören dönerci, çorbacı ve lokanta kuryeleri konusunda şimdiye kadar neden hiçbir şey yapılmadığını sordum ve hep soracağım.
Şimdi bu hafta son kez soruyorum bu yazdığım araçlara içişleri Bakanlığı bir dokunulmazlık mı verdi?
Neden tüm ceza makbuzlarında 4 tekeri olan otomobil ve kamyonetlerin sürücülerinin sürücü belgeleri ile plakaları var?
***
TÜİK verilerine göre ilde sadece trafiğe kayıtlı motosiklet sayısı 25 bini aşmış durumda. Bu araçlar tescilli olanlar, bunlarında dışında kalan tescilsiz yani hiç tescil edilmemiş, çalıntı olduğu için şasi numaraları olmayan, elektrikli bisikletler gibi aynı oranda da iki tekerlekli araç var.
Bu araçlara 3 tekerlekli olanları da ekleyince Aksaray merkez trafiği ne yazık ki orta doğu ülkelerindeki trafiğe dönüyor.
Bu araç sürücülerinin kuralsızlıkları, ya kazalara neden oluyor, ya da büyük kavgalara neden oluyor. Elbette Devlet araçları Aksaray halkının yaşadığı sıkıntıyı yaşamıyor. Çünkü bu araç sürücüleri kime nasıl davranacaklarını çok iyi biliyor.
Şimdi şehrimizi idare eden sayın büyüklerimize ve kolluk kuvvetlerimize bir tavsiyem var.
Gelin resmi araçlar dışında sade bir vatandaş olarak şehir trafiğinde direksiyon başına geçin emin olun ki, o zaman bana bu yazıyı bir daha yazdırmazsınız.
Kısa bir not; Son yazdığım yazıdaki far kontrollerini başka illerdeki meslektaşlarıma sordum, başka illerde özellikle de dikkat ettim. Kısacası Aksaray’daki otomobil farları konusundaki rezillik inanın başka yerde yok.
Bu, araçlarının farlarını değiştirenlere tavsiyemdir; Aksaray AFAD il müdürlüğünün envanterinde olması gereken ama nerede olduğu bilinmeyen alan aydınlatma adı verilen cihazları kullanmaya başlayın. O zaman geceyi gündüz edersiniz, nasıl olsa karşınızdan gelen diğer sürücülerin sizler için de sizleri kontrol etmesi gerekenler için de bir kıymeti yok.
Kısacası, nasıl olsa rezillikleriniz bu şehirde sadece ödüllendiriliyor…
Cezayı ve bedeli de 4 tekerleği olan araçları kullanan, vergilerini ödeyen, sigortalarını yaptıran araç sürücüleri ödüyor.
Bu araçlarda; Ehliyet var, ruhsat var, sigorta var, muayene var, ceza yazılacak bir plaka var. Diğerlerinde hiç biri yok durdurulsalar başa bela değil mi? Şimdi düşündüm de, sizde haksız değilsiniz…
Yorum Yazın