Son günlerde Aksaray ile ilgili araştırılması gereken, insanların mağdur olduğu yazılar yazıyoruz.
Bu yazılarla şehrin kör, sağır ve dilsiz taklidi yapan kurumlarını bilgilendiriyoruz ama ne mümkün.
Aksaray bildiğimiz gibi bile diyemeyeceğimiz noktaya doğru hızla irtifa kaybetmeye devam ediyor. Aksaray’ı idare etmesi gerekenler belki de; “Rusya-Ukrayna savaşı, Amerika seçimleri, İran devlet başkanının helikopterinin düşmesi, Fransa’daki çiftçi eylemleri, NATO’nun yeni üyeleri, küresel ısınma, Afrika kıtasındaki askeri darbeler, nesli tükenen pandalar” gibi sorunları aşmaya çalışıyorlardır. Bu çabalarından dolayı her birisine teşekkür ederken Dünya dertlerinden vakit kalırsa az biraz da Aksaray’a bakın diye sizlere rica ediyorum.
***
Son günlerde bazı olaylar ve iddialar kamuoyunda açıklandı ve duyuldu, duymayanlar için de basın gereğini yaparak tekrar sizlere duyurdu. Ama sessizliğinize baktığımızda ne yazık ki bunların hepsinden yani bütün rezilliklerden zaten haberdar olduğunuzu düşünmeye başladım. “Sessiz kalalım nasıl olsa bu pislikte unutulur. Zaten filan pislik daha ortaya çıkmadı. Hele o bir duyulsun nasıl olsa bizim kurumların pisliği fosseptik kenarındaki fare pisliği gibi kalır” Düşüncelerinize ne yazık ki ben saygı duymuyorum.
Şehri Süleha’mız ne yazık ki emekliliğini bekleyen insanların son yıllarını geçirmek durumunda olduğu bir şehir haline geldi.
Bu insanların rehaveti bu şehre çok şeyler kaybettirirken birilerini de mutlu ediyor sanırım. Birileri çıkıp bu şehir için yürüme değil koşma zamanı derken birileri de ne koşması yatın kardeşim diyerek Aksaray’ın hak ettiği değeri veriyor.
Bunun sorumlusu ne yazık ki ne siyaset, ne de bürokrasi. Bunun asıl sorumlusu ne yazık ki yine bizleriz. Birileri uyurken “Aman ses çıkartmayalım da ağalarımız uyanmasın” dedikçe her atamalarda Aksaray birilerinin akrabalarının tatil yapacağı ve emekliliklerini bekleyeceği bir şehir haline gelir.
Neyse uyuyanları çok da rahatsız etmeyelim sonra hep olduğu gibi uyanınca iş yapma yerine “Bizi neden uyandırdınız” diyerek bizlerle kavga ederler bu konuyu kapatalım bizler yazarız onlar da her zaman yaptıkları gibi susarak konuşurlar.
***
Son dönemde içerisinde bulunduğumuz Ekonomik kriz birileri için çok kaliteli bir bahane oldu. Sadece yerel yönetimler değil devlet idarecileri de her konuda bahane olarak ekonomik kriz ile tasarruf tedbirlerini ortaya atıyor.
Bu sebep kendilerince haklı olsa da artık Aksaray’da Pandemi ve sonrasında başlayan ekonomik kriz nedeniyle iş yapamayan kurumlar için neden ödeme yapıldığını anlayamıyorum. Madem ülkemiz bu süreci atlatıyor ve yatırımlar yapılamıyor o zaman bu kurumlarda son 4-5 yıldır bahaneler ile sadece oturan binlerce kişiye neden maaş ödenip o kurumların masrafları karşılanıyor. Devletimiz artık tasarruf tedbirleri nedeniyle 3 yıl boyunca kemer sıkmaktan başkaca işi olmayan kurumlarını da artık ücretsiz tatile çıkartsın. O zaman ne onlar bahane bulmak için geceleri sabahlara kadar kafa yorarlar ne de halk bir hizmet bekleyerek boşa zaman kaybetmez ve kendi derdini kendi çözer.
Kısacası bize “3 Yıl boyunca tasarruf tedbirleri var çivi bile çakamayız” diyen kurum idarecilerinden 3 yıllık tatile ayrılan çalışanları da artık 3 yıllık tatile ayrılsın. En azından o oturdukları odalardaki klimalar ve lambalar az yakıldığında elektrik tasarrufu, makam ve hizmet araçları ev ile makam arasında git gel yapmayacağı için akaryakıt tasarrufu ve ücretsiz olacağı için de milyarlarca liralık maaş tasarrufu yapılabilir. Yani devletin her şartta çalışan kurumları işlerini yaparken diğer kurumlar artık tasarruf için ücretsiz izin yaparsa o zaman belki de bu 3 yıl sürecek süreç biraz daha azalır.
Yorum Yazın