Perşembe sabah saatlerinde ilimizin hastanesinde çalışanların peş peşe rahatsızlandığı ve acil serviste kısa süreli müdahalelerinin ardından da işlerine döndüğü yönünde haberler aldık.
Hastane acilinde bu konunun sebebi konusunda çalışmalarımızı yaparken bizlere il genelinde aynı sorunun yaşandığı yolunda hiçbir veriye dayanmayan bilgiler verilmeye çalışılırken çalışanların rahatsızlıklarının tamamen tesadüf olduğu ve sorunun hastane kaynaklı olmadığı söylendi.
Zaten bu konuyla ilgili il sağlık müdürü de, başhekim de gerekli incelemelerin yapıldığını ve olayın sebebinin ortaya çıkması sonrasında bir açıklama yapılacağını söylediler.
Hastane başhekimine ve il sağlık müdürüne bu olayın olduğu andan itibaren olayı sürekli olarak takip etmeleri ve hassasiyetleri için buradan teşekkür ediyorum.
Sonuç olarak toplu çalışılan bir yerde aynı rahatsızlıklar sebebiyle çok sayıda kişi rahatsızlanıyorsa ilk akla gelen sebep gıda zehirlenmesi, enfeksiyon veya o bölgedeki bir salgındır diye düşünüyorum.
***
Bu olaylar sırasında il sağlık müdürü, başhekim gereğini yapıp olayın nedeniyle ilgili de çalışma başlatırken iki acil sorumlusunun rahatlığı ve kendilerinin bu işin gıda zehirlenmesi olmadığı yönündeki kesin kanaatleri ise bir gazeteci ve gözlemci olarak beni hayrete düşürdü.
Acil içerisinde aynı masada oturan iki kafadar il sağlık müdürlüğünden gelenlere sorunun kesinlikle gıda olmadığını ve il genelinde çok büyük bir salgın olduğunu anlatmaya çalışıyor ve olayın büyütülecek bir şey olmadığından bahsediyorlardı.
Bırakın devlet kurumunu en basit bir lokantada veya bir fabrika da bile böyle bir toplu rahatsızlanma yaşansa ilk yapılması gereken şey yemeklerden numune alınmasıyken bu iki kafadar yemeklerde hiçbir sorun olmadığı yönünde gönderilen personelle görüşmelerini tamamladılar. Sonucunu bilmiyoruz ama il sağlık müdürü de, başhekim de bu olayın sebebinin araştırıldığını bizlere bizzat iletti. Yani iki idareci niyet okumadan bilimsel araştırmaların yapılacağını söylerken 2’sorumlu da kanaatlerini dile getirip “İnşallah ve maşallah” ile bu sorunun olmadığı yönünde herkesi ikna ederek tam da kapasitelerinin gereğini yapıyorlardı.
***
Son olarak bu olaylar yaşanırken tepede ittifak olan ancak zeminde sürekli rekabet içerisinde olan birbirlerini sarı ve kırmızı sendika olarak ifade eden, çalışanların hakları, hukukları için olan sendikalar neredeydi?
Başkanlar il dışında mı? Yoksa merkezde miydi? Bunu bilmiyorum ama bir tanesi gazeteci bir arkadaşımın telefonu ile haberi öğrenirken diğeri de haberdar olmasına karşılık sabah saatlerinde bizler hastanede göremedik.
Bu konuyla ilgili de bir tek açıklamayı her ikisinden de duymadık. Sonuç olarak bu hastane bu ilde yaşayan insanların sağlık merkezi. Bizler burada bir olayın olmasını ve hiç kimsenin de zarar görmesini istemeyiz.
Sendikaların üyelerinin belirsiz bir nedenle acillik olduğu bir yerde olmaması ise beni hayretler içerisinde bıraktı.
Sonuç olarak bu sorun yemekten oluştuysa firma özel ve ihale ile işe başlamış gereği yapılır.
Ancak acildeki niyet okuyarak bilimsel tezlerini ortaya koyan iki profesörün dediği gibi il genelinde bir salgın ise de bunun için tedbirler alınmalı ve halka uyarılar yapılmalı diye düşünüyorum.
Sonuç olarak iş yeniden sendikalara gelirse artık ben sarı sendikaya da, kırmızı sendikaya da katılmıyorum.
Bu son olay gösterdi ki Aksaray’da ne sarı, nede kırmızı sendika kalmış. Her konuda ortak noktada buluşabildiğinize göre gelin siz artık turuncu sendika olun derim…
Yorum Yazın