Geçtiğimiz günlerde gazeteciler ve gazetecilik meslek kavramının içini boşaltmak için gazeteci kimliği olmamasına rağmen ortada “Gazeteciyim” diye dolaşan kişilerle ilgili yazılar yazdım ve ilerleyen günlerde de yazmaya devam edeceğim.
Ancak aynı basın camiasında olduğu gibi Aksaray’da başka bir sektörde de kirlilik devam ediyor. İllerde yatırımları, ticareti, sorunları gündeme getirmede ve çözüm önerileri ile önemli görevler üstlenen sorunları gündeme getiren sivil toplum kuruluşları ve derneklerde de yıllardır basındaki sıkıntının bire bir aynısı olmasa da bir benzeri sürüyor.
Yıllar önce hayata geçirilen bir proje ile ilimizde sivil toplum kuruluşları (STK’lar) birleşerek bir platform kurdu. Bu platform ile Aksaray’da sorunlar gündeme getirilecek ve şehir adeta altın dönemini yaşayacaktı.
Seçim dönemleri dışında birde kınama programları dışında görmediğimiz sevgili STK temsilcileri nihayet bir kez daha göründüler. Sosyal medyadan edindiğimiz bilgilere göre düzenli olarak yaptıkları sohbetleri ve kınama programları dışında bu görünmeyen bu STK’larımız belediye başkanımız sayın Evren Dinçer ile bir araya gelerek toplantı gerçekleştirmişler.
Toplantının içeriğini bilmiyorum ama adını bile duymadığım derneklerden kurulu olan bu STK temsilcilerini seçim dönemleri dışında da ortada görmekten onur duydum. Allah her birinden binlerce kez razı olsun. Artık toplantıda ne konuşmuşlar onların benim için bir kıymeti yok. Çünkü bu platform yıllardan beridir Aksaray’ın sorunları dışında seçimler için hareket etmeleri benim şahsımca STK olma özelliklerini kaybettiriyor.
Nasıl ki gazeteciler seçim süreçlerinde taraf olamıyorlarsa sözde STK denilen kuruluşlarında hiçbir şekilde taraf olmamaları gerekiyor.
Nasıl ki gazeteler veya gazeteciler taraf olduklarında gazete olma veya gazeteci olma sıfatını kaybediyorlarsa, onlar da STK kimliklerini bence kaybetmişlerdir diye düşünüyorum.
Bu STK platformunun içerisine baktığımda birçoğunu tanımam ama içerisinde tanıdığım kıymetli insanlar da var. Bu insanların her biri dernek başkanı olunca “gazeteci derneklerinden kim var” diye baktığımda hiç kimseyi göremedim.
Gazetecilik konusunda bu kadar üst düzey bir il olan Aksaray’da 12 gazeteciler derneğinin hiç birisinin buraya davet edilmemesi de tuhaf geldi bana. Bu STK’lar da sanırım gazeteci derneklerini dernek olarak görmediklerinden platformlarına almıyorlar.
***
Artık bu ilde gazetecilerde olduğu gibi birçok dernek ve vakıfın denetlenmesinin zamanı gelmedi mi? 5 Kişi bir araya gelip internet sitelerinden indirdikleri tüzüklerde yaptıkları değişikliklerle dernek kurup başkan oluveriyorlar.
Bu kirliliği ne yazık ki bir kişi bile denetlemiyor veya bunların adreslerini, üyelerini ve üyelerinin durumunu kimse sormuyor. Aksaray’da kaç dernek olduğunu bilmiyorum ama sadece gazeteciler içerisinde 12 tane olduğuna göre gerisini siz tahmin edin derim.
Aksaray için proje üretmesi, eğitim faaliyetleri vermesi ve siyasetten uzak durması gerekli olan dernekler bu kadar basitleştirilip kirliliğe izin verilmemeli.
Bu ilde üretmeye çalışan, proje yapan, Ankara’yı yol eden Aksaray için çalışanlar da STK, seçim dönemlerinde meydanda pankartla destek çağrısı dışında ortada görünmeyenler de ne yazık ki STK. Yapıya baktığımda aslında gazeteciler ile içerimize yerleştirilen sahte gazeteciler sayesinde basının itibarsızlaştırılması ile STK’ların durumu sanki bire bir eşleşiyor gibi geldi bana.
Aksaray için çalışan, üreten, devletine bağlı, milletine hizmet etmek için yola çıkan herkese kapımız da gönlümüz de açık ama STK isminin de artık bu kadar kolay kullanılmasına da karşıyım.
Örnek mi yıllardır bu ilde çalışan gazeteci olarak belediye başkanı ile toplanan gruptaki insanların 3-5’i dışındakilerinin hiç birisini bu güne kadar görmediğim gibi bu insanların ne iş yaptığını da bilmiyorum. Toplantılar da basına ve halka kapalı olduğundan bu il için o toplantılarda ne üretildiğini de merak etmiyor değilim.
Yorum Yazın