Geçmişten günümüze en güzel özlü sözler hep bizim atalarımız tarafından söylenmiş.
Atalarımız yüz yıllar öncesinde sanki hep bu son yüz yılı ve bu dönemde yaşayan Türk halkını görerek güzel sözler etmişler. Bu sözlerin bir kısmı atasözü bir kısmı da deyim olarak hafızalarımıza kazınmış. İçerisinde olduğumuz her durumla ilgili bir atasözü ve deyim hemen büyüklerimiz tarafından bizlere söylenerek durum anlatılmaya çalışılır veya sabırlı olmamız istenir.
Bu sözlerden bu güne en çok uyan atasözü konusunda siz okurlarımızdan bir örnek yazmasını isterken benim bu süreçle ilgili en güzel örneğim (Aksaray’ca) ; “Dereye su gelene kadar kurbağanın canı çıkar” (Kitaplarda ise; Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar)
Evet, çok zor günler içerisinden geçiyoruz, bu süreçten hep birlikte çıkacak ve kurtulacağız. Bunun için Memurlarımız için ek zamlar, emeklilerin bir kısmı için yüzde 25’lik zam, asgari ücretlilerin maaş artışları yapılıyor ama… Bu ‘AMA’ çok şey anlatıyor anlamak isteyene.
***
Yılda iki defa artırılan asgari ücret hem işçileri hem de işverenleri daha büyük çıkmaza sokuyor.
İşverenler, artan maaş ve prim yükleri karşısında ayakta kalmaya çalışırken asgari ücretle çalışan emekçiler de asgari ücrete yapılan 3 kuruşluk zam ceplerine girmeden daha da zorlaşan hayat şartları nedeniyle her zamda daha da sıkıntıya giriyor.
***
Esnaflar, son 3-4 yıldır halkın fırsatçılıkla suçladığı ve ülkedeki tüm zamların sebebi olarak gösterilen hemşerilerimiz. Her gün değişen toptan ürün fiyatları, her gün zam diye dükkân kapısında bekleyen dükkân sahipleri, Her kur artışında otomatik olarak ağırlaşan yükleri, yükselen işçi giderleriyle büyük bir kısır döngünün içerisinde halka fırsatçı olmadıklarını anlatıyorlar.
***
Hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimiz, Son yıllarda süt üretimi başta olmak üzere büyükbaş hayvancılığa büyük kredi borçlarıyla giren üreticiler neredeyse her gün artırılan yem fiyatlarıyla amansız mücadelelerini sürdürüyor. Et ve süt üretimindeki Pazar sıkıntısı ve gelirlerinin birileri tarafından belirlenirken giderleri konusunda serbest piyasa şartlarının uygulanması, süte yapılan 3 kuruşluk zamla yeme yapılan zamlar mandıraları boşaltsa da umutla üretmeye devam ettiler.
***
Ülkemizin en zor şartlarda en maliyetli üretimini yapmalarına karşılık yıllardan beridir “inadına üretim” diyerek toprağın gözüne bakan, su sıkıntısı nedeniyle alternatif ürün seçeneği olmadığından az kar edebileceği hububat ile üreten çiftçilerin bekledikleri su yatırımı buhar olurken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan TMO arpa ve buğday alım fiyatları ile yüzleri gülen çiftçiler TMO kapılarında hayal kırıklığı ile beklemeye beklerken de hayallerinin yine yok olacağına kendilerini hazırlamaya başladılar bile.
***
Kısacası bunun gibi birçok örnek veririz. Sadece ben değil siz değerli okurlarımız da bu örnekleri daha da çoğaltırsınız. Yazının başlığı olan “SABIR” ve başında geçen “Dereye su gelene kadar kurbağanın canı çıkacak” sözünü birileri artık doğru okuyup değerlendirmeli. Memur ve kamu işçilerinin maaşlarına yapılan ülke gerçeklerine yakın zamlar ve bunun yanında 7 bin 500 lirada kalmış en düşük emekli maaşı. Bunun hayatın gerçekleri ile bir bağlayıcılığı olmalı. Marketlerde de Pazar yerlerinde de etiketler “Şu kadar maaş alana bu fiyat, maaşı değişmeyene şu fiyat” demiyor. Bu süreç ne zaman biter bilmiyorum ama bir birey olarak artık sabah uyandığım zaman resmi gazeteyi kontrol etmekten korkmaya başladım. Bu süreçle ilgili karar alan sayın bakanımızın bu dereye suyun ne zaman geleceğiyle ilgili yani bu sürecin ne kadar süreceğini açıklamasını bekliyorum. Yoksa bu yukarıda saydıklarım ve sayamadıklarım yani tabanda yaşayan hemşerilerim ve bizler bu süreçte yok olup giderken tavanda yaşayan beyaz yakalı fırsatçılar sömürecek, krizlerin faturasını yükleyecek kimseleri bulamayacaklar.
“Dereye su gelene kadar kurbağanın canı çıkacak” sözünün kısa açıklaması; “Ferahlatıcı bir duruma kavuşulacağı belli olsa bile, sonucun çok gecikmesi, onu yararsız kılar ve bekleyeni yoksunluk içinde kıvrandırır”
Yazının başındaki İbrahim Tatlıses’in bir parçasındaki sözün devamı ile hepinizi önce Allah’a sonra birbirimize emanet ediyorum.
BAŞA GELEN ÇEKİLİR
Yorum Yazın