Ülke ne zaman biteceği belli olmayan bir ekonomik döngünün içerisinde güneşli günleri bekliyor beklemesine de bu döngü yörüngesini kaybederek kısır döngü istikametine doğru hızla ilerliyor.
Ülkenin kaymağını yiyenlerin dışındaki insanların gözlerinin feri kaybolmuş durumda.
Asgari ücretli, biriken borçları ile kredi kartlarını ne yapacağını,
Esnaf, ödeyemediği borçları ile sürekli zam yapılan dükkan kiralarını nasıl ödeyeceğini,
Çiftçiler, artan borçları nedeniyle önümüzdeki seneye tarlasını nasıl ekeceğini,
Besiciler ve süt üreticileri, her gün ürettikleri için artan zararlarını nereden ödeyeceklerini,
Memurlarda işçiler kadar olmasa da kredi kartları ve banka kredilerinin içerisinden nasıl çıkacağını,
İşsizler, bu ekonomik koşullarda nereden iş bulacaklarını,
Kısacası anneler ve babalar çocuklarının önüne koyacakları ekmeği düşünürken ne yazık ki birilerinin de tek derdi ana gündemi değiştirmek.
Son günlerde TV ekranlarındaki tartışma programlarına bakıyoruz, ülkede ekonomiden başka her şey tartışılıyor.
Nesli tükenen pandalar,
Ukrayna savaşı,
İsrail soykırımı,
Amerikan seçimleri,
Mehmet Ali Erbil ile Serdar Ortaç,
Acun medyaya açılan soruşturma,
Rus, AB ülkeleri, Amerika ekonomileri bile saatlerce tartışılırken sözde medyamız da Türk ekonomisi ile ilgili birkaç cılız açıklama dışında hiçbir şey yok.
Her felakette ellerindeki çubuklarla TV stüdyoları kapısında beliren her haltın uzmanları da, bu programları hazırlayanlar da ülke ekonomisi için bir tek kelime etmiyor.
Bir yerlerden hazırlanan sanal gündemlerle ülkenin ana sorununun üzeri kapatılırken hayatımıza dair ekonomik tedbirler de alt gelir grubu için harfiyen uygulanıyor.
Ülkede muhalefet yapması gerekenler de yıllardır sahip olamadıkları tahta talip olmak için parti içi kavgaları ile DEM partinin elinden alınan belediyeler peşinde koşmak dışında halkın sorunlarından bihaber gibi görünüyorlar.
Ne diyelim, halk olarak baktığımız da alan da, veren de razı gibi görünüyor.
Özetle bu ülkenin yüzde 80’ini kapsayan Esnaflar, Çiftçiler, İşçiler, Memurlar, İşsizlerin sıkıntıları ile geri kalanların sıkıntılarının farklılığı nedeniyle halkın yüzde 80’inin sıkıntıları yok sayılarak gündem istendiği gibi değişiyor.
“Bu süreç ne zaman bitecek” Sorusunu soracak bir kişi de, bu soruya cevap verebilecek bir kişi de yok ne yazık ki.
Halk kemer sıkarken gün sayacak ama terhis ne zaman kimse bilmiyor. İçerisinde bulunduğumuz ekonomik durumu merak edip gündeme getiren bir tane muhalefet partisi yok.
Sanal gündemler içerisinde halk kaderine razı olmuş ve kime sorsam “ömür dolduruyoruz” diyor.
Yani birileri içtiği bir tas çorba nedeniyle birilerinin yediği fırın kebabının bedelini öderken, birileri de gerçekten halkın mutlu ve geleceğinden umutlu olduğunu düşünüyor.
Yazının özüne bakarsak kıymetli okurlar ülkenin yüzde 80’i ile yüzde 20’sinin dert ve sıkıntıları birbirinden tamamen farklı.
Ancak ülkeyi yüzde 80’lik derdi aynı olan kesim yönetmediği için yüzde 20’nin sıkıntıları gündemden hiç inmiyor. Bu yüzden onların yatırımları için yukarıda saydığım konular günlük TV ekranlarında elleri çubuklu her haltın uzmanlarına saatlerce konuşturuluyor.
O çubukları alıp kendi dertlerinizi siz anlatmazsanız sanal gündemler içerisinde dediğiniz gibi ömür doldurmaya devam ederseniz.
Yorum Yazın