Tarım kenti,
Hayvancılık kenti,
Evliyalar şehri,
Sanayi şehri gibi pek çok sıfat taşıyan Aksaray Türkiye'de yurt içine olmasa da yurt dışına nüfuz bazlı en fazla göç veren illerin başında geliyor.
Bu şehirde üretmek isteyenler her zaman anlaşılamaz bir şekilde zarar edip yok ediliyor.
Bu şehri överken yukarıda saydığımız gibi pek çok sıfat ile güzelleme yapıyoruz ama, tarım yapmaya çalışanın da, hayvancılık yapmaya çalışanın da ne bedeller ödediğine bakmıyoruz.
Bu tarım ve hayvancılık kelimeleri sadece güzelleme yapıp Ankara'dan gelen misafirlerimize Aksaray'ın anlatırken kullandığımız bir tabir.
***
Üretmiyor diye eleştirilen çiftçilerin ülke geneline baktığında susuz tarım yapmalarına rağmen kaç ürün üretiminde ilk 10 içerisinde olduğunu kimse sorgulamıyor.
Bende bu şekilde düşünenlerin tersine Aksaraylı çiftçilerin inadına üretim diyerek yıllardır ne zor şartlarda üretim yapmaya çalıştıklarını biliyorum.
Bu çiftçilerimizin en büyük kusuru bu ilde doğup büyümeleri ve bu topraklarda İNADINA tarım yapmaya çalışmaları.
Ne yazık ki yıllardır Afganlılar olmasa, Suriyeliler olmasa, Urfalı tarım işçileri olmasa diye diye kendi çocuklarımızı kendi topraklarından soğutup Aksaraylılardan çiftçi de hayvancı da olmayacağı konusunda ikna ettik.
Türkiye'nin kaç bölgesinde, kaç ilinde ve kaç köyünde kaç tane çiftçi duyulmamasına ve görülmemesine rağmen susuz şekilde tarım yaparak kendi toprağında elektrik dağıtım şirketi ile petrol şirketleri için İNADINA üretim yapar?
***
Siz bunun cevabını arayıp düşünmeden çiftçiler için kusur aramanıza devam ederken ilimizdeki Yıldız'ımızın başarı hikâyesi ile başarısının cezasını hep birlikte şehrimizin kanalı olan kanal 68'de izledik.
2 Üniversite bitirmiş pırıl, pırıl bir kızımız birileri gibi mazeretlerin ardına saklanmadan alternatif ürün ekimi yapıp risk almış. Bunu da gelişi güzel değil eğitimli olması nedeniyle profesyonel şekilde yapmış. Sonuç olarak 135 dönüm araziden kaliteli domates, toplamda 70 dönüm araziden de kavun ve karpuz ekimi yapmış. Sonuç ürün konusunda müthiş bir verim ve buraya kadar da başarı hikâyesi.
Bu çift üniversite bitiren ve çiftçilik yapan kızımızın en büyük hatası ise bunu Aksaraylı olarak Aksaray sınırları içerisinde yapması.
Bu kızımız bunu başka ilde yapsa şimdi emeğinin karşılığını alır ve örnek olduğu için bölgede artık gençlerimiz köylerde tarlalarını kendileri ekmeye ve hasat etmeye başlarlardı.
Ama Aksaraylı olduğu için bu ürünler şimdi tarlada ve pazar bekliyor.
Haldekiler değerini vermemiş ve çıkmaya çalıştığı makamların kapıları yüzüne kapanmış.
Kısacası toplamda 200 dönüm arazideki ürünü yetiştiren kızımıza Aksaray'da Aksaraylılara pazar olmadığı acı şekilde öğretilmiş. Bu işi yapan ve başka illerin ürünlerini ballandıra, ballandıra satan toptancısından perakendecisine teşekkür ediyoruz.
Bu kızımızın yüzüne kapılarını kapatanlara da teşekkür ediyoruz.
Kızımız daha hayatının baharında ne bilsin Aksaray'da üretilmeyeceğini.
Ne bilsin ki çiftçilere sadece kameralar karşısında değer verildiğini.
Ne bilsin ki ürünün kalitesinden önce pazarının olması gerektiğini,
Kısacası ne bilsin ki Aksaray'daki en büyük kusurun Aksaraylı olmak olduğunu…
Yorum Yazın