Son günlerde birçok konu üzerine yazılar yazdık.
Kimileri üzerlerine alınmaması gerekenler üzerine alınırken, üzerine alınması gereken yazıların muhatapları ise duymazdan gelerek dersini yapmamış öğrenciler gibi sıraların en arkasına saklanarak kendisini unutturmaya çalıştılar.
“Nasıl olsa bunlar bir iki yazar sonra susar, bizler de bu şehirde tatilimizi sürdürürüz” dediler sanırım.
Allah onlardan bin kere razı olsun. Çünkü onlar bu şehre gelirken hedefledikleri tatil cenneti Aksaray’da hedefledikleri projelerini yerine getiriyorlar.
Sonuçta bir hedef uğruna geldikleri Aksaray’da görünmez olmaya çalışmakla bulaşabilecekleri sorunların da üzerini örtüyorlar. Dedim ya Allah her birinden bin kere razı olsunlar.
Ama her şeyden önce bir gazeteciden önce bir Aksaraylı olarak ben;
-Geçen haftalarda yazdığım bir yazı da yine böyle bir takım idarecilere teşekkür ederek ilk defa bir idarecinin bir şeylerin bu şehre fazla geldiğini alenen söylediğini ve bu ilin yerel kaynaklarından alınan bazı araçların başka bir ile gönderilme olayı konusunda Aksaray Valiliğinin “gerçeği yansıtmıyor” diyerek yaptığı açıklama üzerine nasıl bir gelişme olduğunu mesela merakla bekliyorum.
-Gazeteciyiz diyerek ortada fink atan ve gazetecilik mesleğinin haysiyetini 5 paralık eden tipler konusunda ilgili kurumların nasıl bir çalışma yaptığını da bekliyorum.
-Trafikteki magandaların ve bu motosikletli kuryeler konusundaki çalışmalar ile araçlarına bilmem kaç lümen far taktıran araç sahiplerinin akıbetlerini de bekliyorum.
-Son dönemde her konuyu görmezden ve duymazdan gelen, parti binalarının kapılarını yeni seçimlere kadar kapatarak ortadan kaybolan siyasi parti yöneticilerinin akıbetini de merakla bekliyorum.
-Her okul açılma döneminde sebebini bildiğim ancak buradan yazarsam suç işleyeceğimden yazamadığım nedenle sürekli olarak değiştirilen okul kıyafetleri ile bu okul aile birliklerinin nasıl tespit edildiği şeklindeki soruma da cevap bekliyorum.
-Fırsatçılık yaparak bu milleti soyanların sonra da suçu ekonomik krize veren esnaf diyemeyeceğim karakterdeki kişilerin denetimlerinden neler çıktığını ve Aksaray’da cezalandırılan olup olmadığını da bekliyorum.
-Her fırsatta kameralar karşısına çıkan sarı ve kırmızı sendikanın hastanedeki yemek zehirlenme iddiaları konusunda sessizliğinin ve o olayın akıbetinin ne olduğunu da bekliyorum.
-31 Mart akşam 17’ye kadar sokakta gördükleri her insana her şeyi söz veren, onlarca proje ile kameralar karşısına çıkan, kitapçıklarla en ücra köşedeki seçmenlerine bile ulaşabilen ve 31 Mart akşamından sonra hısım akrabalarıyla seçim zaferini kutladıktan, sonrasında da tatillerini yaparak makamlarına oturan tüm belediye başkanlarının projelerinin akıbetini de merakla bekliyorum.
Kısacası sevgili Aksaraylılar sizler çabuk unutsanız da, bizleri idare edenler de çabuk unutulmasını isteseler de ben sizlerden birisi olarak bir şeylerin cevabını bekliyorum.
Son olarak (Sonrasında da çok defa soracağım) yine soruyorum; Ne oldu bu Aksaray bütçesinden alınan ve sonrasında da “ihtiyaç fazlası” denilerek başka ile gönderilen 3 aracın akıbeti ne oldu?
Erzincan’daki maden faciasında gönderilen 2 adet alan aydınlatma cihazından bir tanesine ne oldu?
Yeterli personeli olmayan AFAD il müdürlüğü gönüllülük sistemini neden bitirdi?
Bir kere bile sorumlu olduğu ekiple aylarca görev alan teknik ve gönüllü personelinin yanına bile gelemeyen bir şube müdürünün bu gönüllülerle alıp veremediği neydi?
Sonuç olarak bu sorular cevapsız kalacak ama bu ildeki en küçük bir felakette yetersiz kalanlar da “bu yazıları görmemiş gibi yapalım” diyenler de bu yazılanlarla ilerleyen günlerde kameralar karşısında karşı karşıya kalacaklar. Bu soruları da bizzat tek başıma da kalsam ben soracağım.
Yorum Yazın