Eskilerden ismini hatırladığım ama hiçbir bölümünü izlemediğim bir dizi vardı “Bir İstanbul Masalı”
Son yıllarda ülkemizde çekilen diziler gibi lüks, şatafat yaşamlarındaki aşklarından başka dertleri olmayan saltanatı anlatıyorlardı sanırım. Bu dizinin yayınlanma tarihinin üzerinden yaklaşık 20 yıl geçti ve hala dizilerimiz bu dizinin değişik versiyonları ile insanlarımızı yaşadıkları hayatlarından farklı bir ülke olduğumuzu halkı ikna etmekle meşgul.
Neyse o da onların görevleri, bunun için milyon, milyon dolarlık bütçelerle çalışmıyorlar mı? zaten.
Şimdi bende siz değerli okurlarımıza kısa bir Aksaray masalı anlatayım;
Anadolu’nun tam ortasında Türkiye’nin tam kalbi denilecek konumunda bir küçük şehir varmış.
Bu şehrin insanları yaşadıkları şehirde huzur ve mutluluk içerisinde yaşarlarmış.
Şehrin insanlarıyla Pollyanna’yı karşılaştırsanız o çizgi film karakteri Aksaraylıların yanında çok karamsar bir kişilik olarak kalırlarmış.
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin ardından Cumhuriyet ile kalkınması gereken bu merkez şehir her nedense her dönemde hep görmezden gelinmiş.
Bu şehre yapılması gereken yatırımlar, tahminimce “Bu şehrin insanları çok mutlu, hiçbir şey de istemiyorlar” denilerek hep başka şehirlere verilmiş.
Buna rağmen bu şehrin insanları hep Ankara’ya gönderdiklerini de, Ankara’nın gönderdiklerini de baş üstünde tutmuşlar.
Bu iyi niyet ve mutluluk oyunları sayesinde ülke demir ağlarla çevrilirken, coğrafi konum olarak bu demir ağların en kolay geçeceği Aksaray hep es geçilmiş.
2000’li yıllara gelindiğinde başlayan yatırım hamlelerinden ufak tefek paylar alan Aksaray bu süreçte de Ankara’nın en uzağında kalan illerin her zaman başında tutulmuş.
Emeklilik hayali kuran bürokrat ve müdürlerin ilk tercihi haline gelen bu umut ve mutluluk şehrindeki insanlar her zaman mutlu olduklarına inanmışlar.
-Hastanede randevu için kapı, kapı torpil aramak zorunda kalan hasta veya yakınları bile Aksaray’da sağlık sorununun olmadığını,
-Trafikte çileye dönen aymazlıkları ve trafik sorununu yaşayan sürücüler bile “Siz bir de Ankara, İstanbul trafiğini görün” diyerek trafikte sorun olmadığını,
-Susuz tarım yapmaya çalışarak dünya da ilki gerçekleştiren Aksaraylı çiftçiler tarım ve hayvancılıkta sıkıntı olmadığını,
-Asayiş konusunda tüm tedbirler ve denetimler alınmasına karşılık suç olaylarının artmasına rağmen hiçbir sorun yaşanmadığını,
-Ekonomik kriz nedeniyle kredi kartlarını patlatmalarına, ev kiralarını ödeyememelerine rağmen ülkede yaşanan bir kriz olmadığını ve sürecin fırsatçı denilen kişiler tarafından bu hale getirildiğine inanan insanların şehrinde mutluluk oyunuyla bilinen masal ve çizgi film kahramanı Pollyanna yaşasa şimdiye kadar psikopat olup antidepresanlar ile bir odaya kapatılıp tedavi edilmeye çalışılırdı.
Ne deyim bunu sözlü olarak isteyene uyusun diyerek anlatırım ama yazıya dökeceklerimi bu kadar ile özetledim.
Unutmayın bu çizgi karakterini kaleme alan Eleanor H. Porter Aksaray’ı keşfedebilseydi inanın ki dünya klasikleri arasına giren Pollyanna karakteri hiç olmazdı…
Yorum Yazın