Ülke genelinde son yıllarda meydana gelen olayların bütünü toplum tarafından mazeretlendirilmeye başlanılarak olayların normalliği kabullendirilmeye çalışılıyor.
Ne yazık ki toplum için en tehlikelisi bu diye düşünüyorum.
Ülkede yaşayan bireyler olarak her gün duyduğumuz asayiş, siyaset ve magazin haberleri karşısında artık ekranlara boş, boş bakmaya başladık.
Son aylarda ülke genelinde yaşanan olaylar konusunda şaşırabilen kimse kaldı mı?
Mesela;
-Diyarbakır’ın bir köyünde kayıp olarak aranan bir kız çocuğu ile ilgili bir milletvekilinin “Bizlerin bazen bilmediği, bazen bilip söylemememiz gereken şeyler var” ifadeleri,
-Daha bu olay konuşulurken bir bebeğin uğradığı cinsel istismar,
-Doğal olaylar haline gelen kadına karşı işlenen şiddet ve cinayet olayları,
-2 Sözde erkeğin bir kadına sokak ortasında yaptıkları sonrası serbest bırakılıp sosyal medyanın müdahalesi ile tekrara yakalanıp tutuklanması,
-Son olarak da hastanede olması gereken bir psikopatın hayatının baharında 2 genç kızı katledip birisini ise resminde olduğu şekilde güpegündüz parçalara ayırmasına şaşırabilen kaldı mı?
Ben artık şaşıramıyorum. Ne zaman şaşıracak sinir uçlarım hareketlenmeye başlasa ülkede duyduğum başka bir haberle daha da beteri varmış demeye başladım.
Kısacası şaşıran sinir uçlarım nasır tuttuğu için artık şaşıramıyorum.
Soruyorum size; “Her türlü ahlaksızlık, felaket, katliam, yolsuzluk, hırsızlık, cinayetler, insanlara ve hayvanlara karşı işlenen suçlar normalleşmedi mi?”
***
Evet yukarıda yazdığım gibi her şey artık normalleşti.
İnsanlar hiçbir konuda olaylar karşısında tepki veremez duruma geldiler ve daha beterini beklemeye başladılar.
Bu tür olayların her geçen gün dozunu arttırması geçmişle bağların kopmasına neden olduğu gibi ne yazık ki etik ve ahlaki kuralları da ortadan kaldırdı.
Geçmişteki toplum ahlakının geleceğe aktarılmaması şiddeti de, vahşeti de, yolsuzluğu da, hırsızlığı da ne yazık ki normalleştirdi.
Mesela;
-Geçmişte gelen bir Şehit cenazesinde Aksaray’da adeta hayat durur şehir tek yürek olurdu,
-Yüz kızartıcı suç işleyenlerin bırakın kendilerini sülaleleri toplum içerisinde kimsenin yüzüne bakamazlardı,
-Mahallelerde insanlar kimlerin ne mal aldıklarını ve dedikodularını yapmak yerine kimlerin neye ihtiyacı olduğunu takip ederlerdi,
-Kimse kimsenin kızını veya çocuğunu bırakın sapık emellerine alet etmeyi hayal etmeyi cinsel bir obje olarak bile görmeye cesaret edemezdi,
Yani şimdiki neslin pek de beğenmediği ve gericilikle suçladığı geçmişte aileler çocuklarına hiçbir şey veremeseler bile toplum kuralları ve ahlak verebiliyordu.
Şimdi ne mi oldu?-Herkes daha fazla kazanma hırsıyla değerlerini kaybedip gelecek nesillere taşımaları gereken temel kuralları unuttular.
Unutmak ve unutturmak toplumumuzun en önemli hedefi haline geldi.
Özellikle her gün yeni gündemlerle unutturulan her bir olay normal bir hale geldi ve “Nasıl olsa geçmişte de yapılmış, bir şey olmamış” denilerek daha da ağırı yapılıyor.
***
Unutma yoluyla hep en kolayını seçtik.
Yakınını kaybedene bile bir şeyleri unutturup hayatını normale çevirmesi için el birliği ile çalıştık. Hâlbuki sadece acısını paylaşabilip, geçmişini unutturmaya çalışmasak belki de unutmaya ve unutturmaya bu kadar meyilli hale gelmezdik.
Türk toplumu olarak her şeye aşırı tepki verip bir gün sonra hatırlamaz hale geldik.
Mesela;
-6 Şubat depremlerini unuttuk, tıpkı ondan önceki 17 Ağustos depremlerini unuttuğumuz gibi,
-Ülkede işlenen her bir kadın cinayetini daha vahşisi ortaya çıkartılana kadar unuttuk,
-Madenlerde ölen madencileri unuttuk,
-Toprak kaymasında aylar sonra çıkartılabilen cenazeleri unuttuk,
-Teröre verdiğimiz canları unuttuk,
-Trafik canavarının almaya devam ettiği kurbanları unuttuk,
Daha bu örnekler sayfalarca çoğaltılabilir ama bizler toplum olarak kişisel hırslarımızdan bir an evvel kurtulmaz isek, her türlü felaketi ve infiale neden olacak toplumsal olayları önce normalleştirip sonra da unutarak geleceğimize hiçbir şey bırakamayacağız.
Artık şaşırabilmek istiyorum;
-Kadın cinayetleri ve şiddeti konusunda ağızları açık bırakacak cezaların verilmesi,
-Çocuklara karşı işlenen suçlar konusunda cezaların arttırılması,
-Yolsuzluk ve hırsızlık suçlarında hak edenin hak ettiği cezayı alması,
-Meydana gelen felaketler konusunda kusuru olanların cezaevlerine teslim edilirken kelepçeli görüntüleri,
Kısacası, artık ben uzun süredir kaybettiğim şaşırma hissine yeniden sahip olmak istiyorum.
Sizler hala tv ekranlarında veya sosyal medya sitelerinde duyduğunuz haberlere şaşırabiliyor musunuz?
Mesela; geçen hafta gerçekleşen uyuşturucu operasyonunda yüzlerce adrese hava destekli yapılan operasyona şaşırdınız mı?
Ben üst katımdaki gürültüleri duyup “Polis baskın yapıyor” diyerek tekrar yattım. Ne yazık ki bu durum bu ilde her şeyin normal hale geldiğinin bir kanıtıdır.
Ne olur artık bu insanlara bir şeylere tedbir almanız gerekirken bunu yapmayarak bir şeyleri normalleştirmeye çalışmayın da geleceğe dair bir umudumuz olsun…
Özetle bu kadar unutturulmaya yönlendirilmiş bir durumdayız daha geçen hafta 19 yaşında 26 suç kaydı olan bir suç makinesinin katlettiği polis memuru Şeyda Yılmaz’ın yukarıda yazıp yazmadığı kaç kişinin aklına geldi?
Özetle sıra size gelene kadar unutun gitsin…
Yorum Yazın