Özdemir “Her bayram ülke ayrı bir felaketle, ayrı bir hukuksuzlukla, ayrı bir skandalla çalkalanıyor. Tüm dünyada demokrasi ve hukuk devleti gelişirken bizde tam tersine her Cumhuriyet Bayramında daha da geriye gittiğimizi görüyoruz”
Cumhuriyet’in ilanının 101’inci yıldönümü için 15 Temmuz Milli İrade meydanında tören düzenleyen Cumhuriyet Halk Partisi yönetici ve üyeleri Atatürk anıtına çelenk bıraktı.
Törende konuşan CHP Aksaray il başkanı Avukat Bilal Özdemir; “Cumhuriyet, demokrasi varsa bir anlam ifade eder. Demokrasi yoksa rejimin adı ne olursa olsun dikta rejimidir. Demokrasi, yasama, yürütme ve yargının eşit olduğu, birbirine üstünlükleri olmayan bir sistemdir.
Can Atalay olayında yargının ve meclisin yürütmeye teslim olduğunu gördük. Anayasa Mahkemesinin açık ve net kararına rağmen seçilmiş milletvekili Can Atalay hala cezaevindeyse bu yargının ve meclisin yürütmeye tam bağlı olduğunu gösterir.
Önceki dönem Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu için olağan mahkemeye çağrı yöntemleri yerine zorla getirme karı çıkartılıyorsa yargı bağımsız değildir.
Sayın Ekrem İmamoğlu’nun söylediği söz suç teşkil etmemesine rağmen, açılan dava ile cezalandırma ve siyasi yasak ihtimalini hala Demoklesin kılıcı gibi bekleten yargının bağımsızlığından bahsetmek olanaklı değildir.
Küçük bir köyde, küçük, savunmasız, masum bir kızı katledenleri tespit edemeyen yargının bağımsızlığından söz edemeyiz. Bu ülkede hala Narinler katlediliyorsa, hala bebekler para için öldürülüyorsa bu etkin bir yargılama ve ceza sisteminin olmamasındandır.
Yasama işlevsizleştirilmiş, cumhurbaşkanının kararnamelerinin ya da taleplerinin onay makamı haline getirilmişse demokrasiden bahsetmek olanaklı değildir.
Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyet, kadının, çocuğun güvencesidir. Cumhuriyet emeğin, emekçinin yanındadır. Kadın cinayetleri, çocuk istismarları, çocuk cinayetleri, iş kazası adı altında iş cinayetlerini önlenemiyorsa cumhuriyet tüm kural ve kurullarıyla çalışmıyor demektir.
Ülke kaynaklarının çok küçük bir ayrıcalıklı azınlık tarafından tüketildiği, sofrasına sıcak bir tas çorbayı koyamayan vatandaşların yaşadığı bir ülkede de Cumhuriyetin tüm kural ve kurullarıyla çalıştığından bahsetmek olanaklı değildir.
1950 den sonra ülkeyi yöneten iktidarlar tarafından sürekli geriye götürülen 1920’lerin 1930’ların kazanımlarından sürekli taviz veren cumhuriyet maalesef üçüncü dünya rejimleriyle eşdeğer hale getirilmiştir.
101 sene önce zor şartlarda, yokluklar içerisinde cumhuriyeti kuran başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere cumhuriyeti ilan eden mecliste görev yapan tüm milletvekillerini saygı ve minnetle anıyoruz.
101 sene önce cumhuriyeti Cumhuriyet Halk Partisi ilan etti. Şimdide onaracak, ayağa kaldıracak, vatandaşların diline, ırkına, inancına, cinsiyetine bakmaksızın eşit mesafede olan tam bağımsız, tam demokratik laik ve sosyal hukuk devletini ilkelerine bağlı Cumhuriyeti yeniden inşa edecek olan da Cumhuriyet Halk Partisidir.
Bizler var olduğumuz sürece hiç kimse, hiçbir güç Cumhuriyeti ortadan kaldıramayacak, Mustafa Kemal Atatürk’ü gönlümüzden, aklımızdan silemeyecektir.
Her şeye rağmen umutlarımızı kaybetmeden her Cumhuriyet Bayramında tekrar yenileyerek tekrar güçlendirerek Cumhuriyete ve Atatürk ilkelerine yeniden sarılacağız. Demokrasiyi ve Cumhuriyeti yeniden inşa edeceğiz. Ulu Önder Atatürk'ün dediği gibi "Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar Kalacaktır"
Halkın göstermelik ya da temsili olarak değil, gerçek anlamda egemen olduğu, insan hak ve özgürlüklerinin eksiksiz bir şekilde hayata geçirildiği, tüm bireylerin eşit haklar temelinde, özgür ve demokratik bir ülkede barış içinde bir arada yaşaması dileğiyle, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun” dedi. (Basın bülteni)
Ömrümde çok boş konuşan insan gördüm ama sizin gibi boş konuşanı hiç görmedim! Ya körsünüz ya art niyetli!