İstanbul'da özel bir lisenin okul müdürü İbrahim Oktugan’ın okuldan uzaklaştırılan bir öğrenci tarafından vurularak öldürülmesi olayının ardından sivil toplum kuruluşları olayla ilgili kınama eylemi düzenledi. Aksaray Eğitim İş Şubesi ve Eğitim Sen Şubesi birlikteliğinde gerçekleştirilen iş bırakma eylemi kapsamında öğretmenler iş bırakarak eylem yaptı.
Aksaray 15 Temmuz Milli İrade Meydanı’nda gerçekleştirilen kınama eyleminde öğretmenler kanlı önlüklerini yere atarak şiddet olaylarına tepki gösterdi. Aksaray Eğitim İş Şube Başkanı Ahmet Erarslan ve Aksaray Eğitim Sen Şube Başkanı Şevket Köksal yaptığı ortak basın açıklamasında “Milli Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirilmesi, mesleğimizin itibarsızlaştırıldığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam ediyor. Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli ve öğrenciler karşısında tek muhatap olarak bırakması bugün yaşananların zeminini oluşturuyor.” ifadelerini kullandılar.
Şiddetin ve cinayetin tek bir faili olmadığına dikkat çeken şube başkanları sözlerini “Cinayetin arkasındaki zihniyet bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. Bir toplumun uygarlık düzeyi öğretmenlere verdiği değerle ölçülür. Öğretmenler toplumun temel taşlarını döşeyen, gelecek nesilleri yetiştiren ve aydınlık bir geleceğe rehberlik eden mimarlardır. Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’na soruyoruz; okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor ve iktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altında kalıyor. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz?” diyerek sürdürdü.
Okullardaki şiddeti önlemek adına atılabilecek adımlardan bahseden şube başkanları konuşmalarının devamında; “Okullardaki şiddet olaylarının arkasındaki nedenler ortaya çıkarılmalı, eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlanmalıdır. Okulda şiddetin son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz. Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip mafya ve suç temalı televizyon yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır. Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor, can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemi kabul etmiyoruz.” İfadelerini kullandılar. (Haber merkezi)
Yorum Yazın