Torun “Aksaray’a Verilen Sözler Unutuldu”

Aksaray CHP İl Başkanı Ali Abbas Ertürk basın açıklaması öncesinde yaptığı konuşmada; “Genel Başkan Yardımcımız Ordu Milletvekilimiz Seyit Torun, Adana Milletvekilimiz Burhanettin Bulut ve Antalya Milletvekilimiz Cavit Arı ile Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi Yerel Yönetimler ekibi olarak Aksaray’da bir dizi programlar yapacağız. Sabah saatlerinde ekibimiz ile birlikte Saratlı Belediyemizi ziyaret ettik. Merkezde kısa süreli bir esnaf gezisi yaptık. Yeşiltepe Belediyemizi de ziyaret edeceğiz. Aksaray’a genel başka yardımcısı düzeyinde, grup başkanvekili düzeyinde milletvekili düzeyinde 75’in üzerinde milletvekilimiz ilimizi ziyaret etti. Bu kendi seçtiği ilinin milletvekilini sokakta, çarşıda, pazarda bulamayan Aksaray halkı için ne kadar kıymeti olduğunu takdir edersiniz. İlde tek bir milletvekili dahi olmayan seçişmiş kendi partisinden milletvekili olmayan ama 75 civarında milletvekili ile o ili ziyaret eden, üstüne üstelik Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun da iki buçuk yılda iki kez ziyaret ettiği bir iliz. Bunu şunun için söylüyorum; partimizin gözünde Aksaray’ın ayrı bir yeri var. Çünkü burada alınamayan hizmetler yönünden Aksaray’a da pozitif bir ayrımcılık yaptıklarını görüyoruz” ifadelerine yer verdi.

Aksaray CHP İl Başkanı Ali Abbas Ertürk’ten sonra basın Aksaray ziyareti ve ülke gündemi ile ilgili önemli açıklamalar yapan CHP Genel Başkan Yardımcımız Ordu Milletvekilimiz Seyit Torun; “Aksaray’da olmaktan son derece mutluyuz. Türkiye’de yaklaşık 249 belediyemiz var. Bunların yaklaşık yüzde 80’ini ziyaret ettik. Belediyelerimizin hem sorunlarını dinlemek hem de çözüm önerileri oluşturmak hem de birlik ve beraberlik içerisinde daha iyisini nasıl yapabiliriz onun çalışmalarını yapmak için ziyaretlerimizi devam ettiriyoruz. Çok zor ve önemli günlerden geçiyoruz. 20 yıldır ülkeyi yöneten iktidar geçmişte birçok vaatte bulunmuş ve söz vermiş olmasına rağmen 20 yılın sonunda geldiğimiz nokta maalesef tam tersi durumda. Yoksulluk, yasaklar ve her türlü olumsuzluk arttı. Verilen sözlerin bir kısmı da unutuldu. Aksaray’a geçmişte Aksaray-Ulukışla Demiryolu sözü verildi 2004’ten bu yana maalesef yapılmadı. 18 yıldır her geldiklerinde söz verdiler ama maalesef bir çivi daha çakmadılar. Geçen yıl Genel Başkanımız konuyu gündeme getirdi. Bunun üzerine bir ihale süreci başlattılar ama hala bir yıldır en ufak bir gelişme yok. İktidarın Türkiye’de olduğu gibi Aksaray’da da sağlık politikalarındaki hatalar ve yanlışlar vatandaşımızın önüne büyük bir fatura olarak geliyor. Aksaray Üniversitesi’ne bağlı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde birçok branşta hekim açığı var, doktor açığı var. Üstelik Aksaray’ımız birçok ilçenin beslediği birçok ilçenin hizmet aldığı kent olmasına rağmen bu eksiklikler hala giderilmiş değil. Bir de bir garabet var ki anlamak mümkün değil. Tıp Fakültesi Dekan Yardımcılığına veteriner hekim atanıyor. Liyakat çok önemli. Eğer devlette liyakati bitirirseniz çözümleri de üretemezsiniz. Sorunları da çözemezsiniz. Aksaray’ın yaşadığı bu olay kaderi olmamalı bunu yaşamamalı. Tabi 30-35 yıl önce de söz verilmiş bir havaalanı var. Temeli atılmıştı, bildiğim kadarıyla artık otlar yükseldi, orada hayvanlar otluyor. Parti olarak yaptığımız toplantıda Aksaray’ın gurbetçi varlığının fazla olduğundan ve önemli bir gelir kaynağı olduğundan söz ettik. Ancak bu anlamda maalesef bir hava ulaşımı yok. Bu kadar gurbetçisi olmasına rağmen bir havaalanı kazandırılamamış. Tarım ili olan Aksaray ilçeleri ile birlikte önemli bir katma değer oluşturuyor. Ancak tarım adına en ufak bir gelişme yok. Tarım bakanı Venezuela’da tarım yapmaktan bahsediyor, Afrika’da üretim yapmaktan bahsediyor. Ama benim üreticimi hiç düşünmüyor. Aksaray’ın çiftçisini hiç düşünmüyor. Hayvancılıkta ve diğer tarım ürünlerinde ciddi bir potansiyeli olan Aksaray, her geçen gün bu gücünü maalesef kaybediyor. Bir tarım ülkesi iken maalesef ithalatçı konumuna geldik. Samandan etine kadar birçok tarım ürününü ithal eder hale geldik. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Biz bu sorunları yaşarken geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dedi ki Türkiye gemisi içerisindeyiz, gemi batarsa hepimiz boğulacağız dedi. Erdoğan’a buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum. Sayın Erdoğan biz seninle aynı gemide değiliz. Sen saltanat gemisindesin ama biz Bandırma Vapurundayız. Sen o saltanat gemisinde yandaşlarınla zevk sefa içerisinde yaşarken biz Bandırma Vapurunda yoksul halkımızın ve her geçen gün sorunları büyüyen halkımızın çözümlerini üretmek için mücadele ediyoruz. Siz saltanat gemisinde yaşarken halkın gemisini, halkın vapurunu batırmaya çalışıyorsunuz. Yüz yıl önce olduğu gibi o saltanat gemisi batacak ama Bandırma Vapuru, halkın vapuru kazanacak. Geçtiğimiz günlerde yine TL’ye güvenin dövize yatırım yapmayın diye bir ifade kullandı. Hangi akla hizmet ederek bu cümleyi kuruyorsun anlamak mümkün değil. Köprüyü, yolu dövizle vereceksin müteahhitte ondan sonra vatandaşa diyeceksin ki TL’ye güvenin. Sen neden güvenmiyorsun? Bu vatandaşın aklı ile alay etmektir. 2022 bütçesinde sadece karayollarının geçiş garantilerine ayrılan para 27 milyar lira. Bu hepimizin parası. O köprülerden o yollardan geçmediğimiz halde cebimizden çıkan paralar bunlar. Bu ayrılan paranın daha da artacağı kesindir. Böyle bir hastalıklı anlayışı kabul etmemiz mümkün değil. Bir de faizi yüzde 13’e düşürdük diye milleti kandırmaya çalışıyorlar. Yani bankalara yüzde 13’den vereceksiniz, o bankalar vatandaşa yüzde 30-40’dan verecek ondan sonra faizi düşürdük diyeceksiniz. Düşen vatandaşın faizi değil ki bankaların faizi. Böyle olmamış olsaydı yüzde 400 kar açıklarlar mıydı? Vatandaşı faiz boyunduruğu altında yaşatırken birileri kazançlarını her gün arttırıyor. Vatandaşın artık icra dosyaları icra dairelerine sığmayacak hale geldi. Son bir yılda bir buçuk milyon arttı icra dosyaları. Yani 85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde 24 milyon icra dosyası bulunuyor. Kredi kartı borç takibine düşen kişi sayısı 4 milyon 100 bin kişi oldu. Türkiye’nin 20 yılsonunda geldiği nokta ortada. Bir de hayal dünyasında yaşayan ekonomi bakanımız var. Bakanımız geçtiğimiz günlerde konut fiyatları ve kiralar normalleşiyor demiş. Sayın bakan sizin kiradan vatandaşın derdinden haberin yok. Şu an da fiyatlar yüzde 300 arttı. Türkiye’de konut fiyatı ortalama 2 milyon lira civarında. İstanbul’da kiralar 6 bin 500 liraya çıktı. Hala bakan çıkmış kiralar normalleşiyor diyor. Artık bu hayal dünyasından çıkıp Türkiye’nin gerçeklerini görse ve vatandaşın durumunu bilse gerçekten çok daha iyi olacak. Bu bakan geldiği günden bu yana ortaya koyduğu hiçbir rakam ve öngörü gerçekleşmedi. Şimdi de yılbaşından sonra enflasyon tek haneli rakamlara düşecek diyor. Üstelik hedef açıklıyorlar yüzde 18 diye. Şimdi çıkmış tek haneli rakamlara düşecek diyor. Anlaşılan sayın bakana metinler veriliyor, sen bunu anlat ve bu milleti ikna et deniliyor. Aklımızla alay ediyorlar ve bu ülkenin gerçeğinden de uzaklar. Üniversitelerin tercih ve kayıt dönemleri yapılıyor ama yurt sorunu ile ilgili en ufak bir gelişme yok. Öğrencilerimiz hepimizi arıyorlar şu anda. Geçen yıl bu sorunu yaşadık. Öğrenciler bankta kaldı. Yine aynı sorunla karşı karşıyayız. Şimdi 850 lira kredi verdim diye övünüyor. İyi de şu anda özel yurtlar ev kiraları iki katına çıkmış. Bu kredi ile öğrencilerimizin yaşaması ve barınması söz konusu değil. 2019 yılından bu yana belediyelerimiz bu soruna çözüm bulabilmek için yurt sayısını 22’den 83’e kapasitesini de 3 binlerden 15 binlere çıkardı. Yani yaklaşık 4 katı arttırdı. Bu yılda öğrencilerimizin açıkta kalmaması için ellerinden geldiğince katkıda bulunacaklar. Her geçen gün üzerimizde ekonominin yükü artıyor. Üretici, tüketici fiyatlarındaki artışla görülüyor ki artık belirsiz bir sürece girdik. Maliyetimiz de her geçen gün artıyor. Enflasyonda düşüş sağlayacağız dediler. Şimdi işi attılar şubat marta. Yüzde 48 olduğunda bu pik seviyesi demişlerdi. Merkez bankasının enflasyon tahmini de her geçen gün artıyor. Tek adam yönetimi içerisinde yaşıyoruz. Dış politikada sıfır sorunla aldılar bu ülkeyi. Şimdi sorunlu olmadığımız ülke kalmadı. Bir Suriye politikası ortaya koydular, önce Esad ile beraber tatil yaptılar 2011’den sonra katile dönüştü. 4 milyona yakın Suriyeliyi aldık milyarlarca dolar harcama yaptık. Her kentte ciddi sorunlar yumağı içerisinde kaldık. Şimdi 11 yıl sonra diyor ki bizim Esad’ı yenmek gibi bir haddimiz yok. Genel başkan iki üç yıl önce OBİTİ kuralım; Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’nı kuralım ve tarafları bir araya getirelim, bu sorunu emperyalist güçlere bırakmadan kendi aramızda çözelim dediğinde hiçbir öneriyi kabul etmediniz. Kemal Kılıçdaroğlu deyince yapmadınız ama Putin deyince yapıyorsunuz. Erdoğan artık başkalarının talimatları ile hareket eder noktaya geldi. Bütün bunların faturasını biz ödüyoruz. 100 milyar dolara yakın Suriyelilere harcama yapıldı. Bir anlayış var ki yıllardır bizi ayrıştırıyor. Kendisinden olmayanları ötekileştiriyor ve dışlıyor. Belediyelerimizin yaptığı çalışmaları görmeden gelerek ayrıştırıyorlar. Bu yaşadığımız süreç kaderimiz değil, Türkiye’nin sorunları çözülebilir. Tek sorun bu iktidarın yanlış tercihler kullanmasında, kaynaklarını yanlış değerlendirmesinde. Biz işin yapılmasına değil ne kadara mal olduğunun derdindeyiz. Yapılacak ilk seçimde inşallah iktidar olacağız. Bu milletten alınanları bu millete tekrar iade edeceğiz. Aksaraylının oyunu alarak TBMM’ye giden vekil ne Aksaray sokağında var ne TBMM’de var. Halkın iradesini alarak halkın hakkını yiyenden hesap soracağız. Milletin iradesi üzerinden zenginleşenler bunun hesabını verecek” şeklinde konuştu.(Haber-Fotograf;S.O)