© Aksaray 68 Haber 2021

ASÜ Sürdürülebilirlik Ve İklim Değişikliği Koordinatörü Dr. Ebru Koçak “İklim Değişikliği Kelebek Etkisi Gibi Yayılıyor”

Son yılların en önemli gündem konuları arasında yer alan ve doğanın tahribatını etkileyen iklim değişikliğiyle ilgili Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği Koordinatörü Dr. Ebru Koçak açıklamalarda bulundu. Koordinatör Dr. Koçak, iklim değişikliğinin adeta kelebek etkisiyle ilerlediğini belirterek küresel iklim değişikliğinin şiddetinin her geçen gün arttığını söyledi.

Aksaray Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümünde Doktor Öğretim Üyesi ile Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği Koordinatörü Dr. Ebru Koçak son yıllarda yaşanan doğal afetlerin çoğunun iklim değişikline bağlı olarak yaşandığının altını çizerek iklim değişikliğinin; hava sıcaklıklarında, yağış düzenlerinde ve diğer atmosfer koşullarında uzun vadeli değişiklikleri kapsadığını dile getirdi. İklim krizinin de bu değişimlerin hızla tırmanması sonucunda yaşanan sosyal, ekonomik, ve ekolojik etkiler nedeniyle küresel toplum için ortaya çıkan ciddi tehditler olduğunu aktaran Dr. Koçak, ilerleyen yıllarda ölümlerin artmasının da beklendiğini söyledi. Koçak konu ile ilgili “Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanan verilere göre 3,6 milyar insan iklim değişikliğine karşı oldukça hassas bölgelerde yaşıyor. 2030 ila 2050 yılları arasında bu bölgelerde göz önünde bulundurularak iklim değişikliğinin, yalnızca yetersiz beslenme, sıtma, ishal ve ısı stresi nedeniyle yılda yaklaşık 250 bin ek ölüme neden olması bekleniyor. Bu değişiklikler çoğunlukla sera gazı emisyonu, ormansızlaşma ve yanlış tarımsal uygulamalar gibi insan faaliyetleri tarafından tetikleniyor.” dedi.

 

“Küresel değişiklik doğayı etkiliyor”

 

İklim değişikliğinin etkilerinin yerel ve küresel boyutuyla ele alınabileceğini belirten Koordinatör Dr. Koçak, yerel etkilerin sonunda küresel etkilerin yaşandığına dikkat çekti. Yükselen sıcaklıklarla birlikte kuraklık, orman yangınları ve sıcak hava dalgalarına maruz kalındığından bahseden Koçak, iklim değişikliğinin etkileriyle alakalı “İklim değişikliği deniz seviyesinin yükselmesiyle buzulların erimesi ve okyanusların genişlemesi kıyı bölgeleri için tehdit oluşturabiliyor. İklim değişikliğine bağlı olan aşırı hava olaylarıyla ile birlikte sel, kasırga, fırtınaların sıklığı ve şiddeti artabiliyor. Son iki yıldır Aksaray’da da şiddetli yağış sonrası sel felaketi gözlemliyoruz. Bu durum da iklimin değişmesinden kaynaklanıyor.” diye konuştu.

 

Ekosistemlerin ve biyolojik çeşitliliğin kaybı ile birlikte birçok tür yaşam alanlarını kaybedebileceğini hatta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini vurgulayan Koçak, Tuz Gölü ve çevresinde son yıl içerisinde ekosistemle alakalı ciddi sıkıntıların yaşandığını söyledi. Gıda güvenliği noktasında da tarımsal üretimin olumsuz etkilenebileceğini kaydeden Dr. Koçak sözlerini “Yağış azlığı, kuraklık, sıcak hava dalgaları sebebiyle ekili tarım arazilerinde sıkıntılar yaşanabilir. Bunun sonucunda da gıda kıtlığı riski ortaya çıkabilir. İnsan sağlığı ise ısı stresi, hastalıkların yayılması ve hava kalitesinin düşmesiyle olumsuz yönde etkilenecektir. Pandemi sürecinde bunun örneklerini yaşamıştık. Pandemiyi atlattığımız süreç içerisindeki hava kalitesinin olumsuz olması hastalığın yayılmasını tetikleyen faktörlerden birisiydi. Çünkü COVID-19, diğer virüsler gibi havadan da bulaşabilir ve partikül madde, aerosol yoluyla taşıyıcı görevi görebilir.” şeklinde sürdürdü.

 

“İklim değişikliği Aksaray’ı tehdit ediyor”

 

Aksaray’ın karasal bir iklime sahip olduğunu ve iklim değişikliğiyle önemli etkilerle yüz yüze kalabileceğini ifade eden Koçak, artan sıcaklıklarla birlikte kuraklık ve su kıtlığı gibi önemli etkilerin görülmesini tahmin ettiklerini dile getirdi. Tarım ve hayvancılık üretiminin merkezlerinden olan Aksaray’da iklim değişikliğiyle birlikte yağış desenlerindeki olası değişikliklerin tarımsal üretimi etkileyebileceğini söyleyen Koçak, iklim değişikliğinin çiftçilerin geçim kaynaklarını da tehlikeye atabileceğinden söz etti. Diğer taraftan bitki örtüsündeki değişiklikler nedeniyle erozyon ve çölleşme riskinin artması ile toprak kaybının hızlanmasını beklediklerini aktaran Koçak, “Özellikle son yıllardaki sel felaketleri toprak yapısındaki değişiklikleri gösteriyor ve kelebek etkisi gibi iklimsel her olayın birbirine aksiyon gösterdiğine şahit oluyoruz. Yine yer altı su seviyelerinde meydana gelen düşüşlerle birlikte doğal su kaynaklarında azalmanın ortaya çıkması da beklediğimiz iklim değişikliği etkileri arasında yer alıyor.” ifadelerini kullandı.

 

“Ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadele hedefleri artıyor”

 

Dünyada yaşanan çevre problemlerine aynı bakış açısıyla yaklaşılması gerektiğini kaydeden ASÜ Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği Koordinatörü Dr. Ebru Koçak, önce yerelde sonra küreselde iklim değişikliğine çözüm bularak çeşitli politikalar ve teknolojik yenilikler yoluyla bunların sürdürülmesi gerektiğine değindi. Türkiye’nin iklim değişikliği konusunda önemli adımlar attığından bahseden Koçak, “Paris Anlaşması gibi uluslararası alanda sera gazı emisyonlarının azaltılması için belirlenen hedefler, yerel olarak da sürdürülebilir tarım, enerji verimliliği ve yeşil altyapı projeleri iklim değişikliğine karşı uygulanıyor. Ülkemizde de 7 Ekim 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Kararı ile Paris Anlaşması onaylandı. 27’nci Taraflar Konferansı kapsamında da 2022’de düzenlenen Bakanlar Oturumunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı tarafından, daha önce ilan edilen 2030 yılına kadar yüzde 21’e varan artıştan azaltım hedefimiz güncellendi ve bu hedefi yüzde 41’e yükselttik. Böylece uygulanacak politikalarla birlikte 2030 yılı için yaklaşık 500 milyon ton emisyon azaltımı yapacağımızı öngörmüş olduk.” diye konuştu.

 

“İklim değişikliği ASÜ’nün de önceliği”

 

Aksaray Üniversitesi’nin gerek politikaları gerekse hedefleri doğrultusunda iklim değişikliği konusuna büyük önem verdiğini vurgulayan Koçak, yaklaşık bir ay önce kurulan ASÜ Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği Koordinatörlüğü’nün faaliyetleri ve hedefleriyle ilgili bilgi verdi. ASÜ Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği Koordinatörlüğü olarak üniversitenin iklim değişikliğine karşı dayanıklılığını arttırıp, çevresel riskleri azaltmak için stratejiler geliştirmeyi hedeflediğini dile getiren Koçak buna bağlı olarak planlanan bazı çalışmalar bulunduğunu söyledi. Koçak, ilk olarak eğitim ve farkındalık girişimleri kapsamında öğrenciler ve personel için iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konusunda seminerler ve atölyeler düzenlemek istediklerini kaydetti. Ders programlarına iklim değişikliği eklemeyi düşündüklerinden bahseden Koçak, “Enerji verimliliği projeleri ile kampüs binalarında enerji verimliliği önlemlerini uygulayarak hali hazırda uygulanan projelerimizin üzerine katarak ilerleyip üniversitemizin karbon ayak izini azaltmayı amaçlıyoruz. Karbon tutulumunu arttırmak için hedeflerimiz arasında bulunan yeşil alan varlığımızı genişletmeyi planlıyoruz. Ağaçlarımız var olduğu sürece karbon tutulumunu destekleyebiliriz. Atmosferdeki fazla olan karbondioksit için ağaçlarımız bir yutak görevi görüyor. Buna bağlı olarak yeşili arttırmamızın sebebi yalnızca görsellik değil aynı zamanda da karbon tutulumunu arttırmak” dedi.

 

Öte yandan geri dönüşüm ve atık yönetimi ile atıkları azaltarak geri dönüşümü teşvik etmek için farkındalık kampanyaları düzenlemeyi planladıklarını ifade eden Koçak bu noktada genç neslin daha bilinçli olduğunu söyledi. Gençlerin kampanyalara olumlu destekler vereceğini ön gördüklerini kaydeden Koçak, ASÜ’nün su yönetimiyle konusunda da gri su olarak adlandırılan kullanılmış suları paket arıtma tesisi kurulumu yaparak yeşil alanlarda sulama amaçlı kullanmak istediklerini söyledi.

 

Koordinatörlüğün işleyişinden bahseden Koçak paralel çalışma sistemiyle ilerleyeceklerinin altını çizdi. Koçak konu ile ilgili “Koordinatörlüğümüzde 4 farklı çalışma grubu kurarak belirlediğimiz hedefler doğrultusunda çalışmalar yürütmeyi planlıyoruz. Çalışma gruplarımızda birinci grup iklim değişikliği adaptasyonu, ikinci grup yeşil ve sürdürülebilir kampüs, üçüncü grup kaynak yönetimi ve döngüsel ekonomi, son grubumuz eğitimde farkındalık olarak belirlendi. İklim değişikli konusunda çalışma gruplarımız ile birlikte paralel bir şekilde çalışmayı amaçlıyoruz.” ifadelerine yer verdi.

 

“Sadece bugünü düşünerek yaşayamayız”

 

Bireylerin iklim değişikliğiyle mücadele etmek için alabileceği önemlere değinen Koçak öncelikle enerji tasarrufunun sağlanabileceğini söyledi. Evlerde tasarruflu cihazlar kullanılarak gereksiz elektrik tüketiminin azaltılabileceğini belirten Koçak yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapılabileceğini vurguladı. Basit gibi görünen uygulamaların gelecek için çok büyük kazanç sağlayacağının altını çizen Koçak sözlerini “Fosil yakıt tüketimini azaltma noktasında da toplu ulaşım araçları tercih edilebilir. Üniversitemizin de sürdürdüğü projelerden birisi olan bisiklet kullanımı teşvik edilebilir. Sürdürülebilir tüketim anlamında da yerel ve mevsimlik yiyecekler satın alarak atıkları en aza indirebiliriz. Plastik kullanımını azaltarak geri dönüştürülebilir ürünleri tercih edip atıkları azaltabiliriz. Bireyler öncelikle kendilerini bilinçlendirerek daha sonra etrafındaki kişileri sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği noktasında örnek teşkil edip bilinçlendirecekler. Bu şekilde de çevre dostu olmayı öğrenmiş olacağız. Sadece bugünü düşünerek yaşayamayız. Geleceğimizi düşünerek iklim değişikliğinin ve etkilerinin farkında olmamız gerekiyor.” şeklinde sürdürdü.

 

Dr. Koçak son olarak Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanan ‘Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2024’ün yayımlandığını anımsatarak ASÜ’nün iklim eylem endeksi, sürdürülebilirlik yaşam endeksi ile yeşil ve çevreci üniversite başlıklarında hatırı sayılır üniversitelerle birlikte listeye girdiğini söyledi. (Haber/Fotoğraf: S. OLGUN)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER