Bozkırın ortasında çöl coğrafyası olma yolunda hızla ilerleyen güzel memleketimde çocukluğumda en çok duyduğum cümlelerden olan bazen de siyasiler tarafından kullanılan “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” cümlesini pek çoğunuz duymuşunuzdur.
Duymayanlara da duyuralım eskiden insanları en kolay ikna etmenin yolu “Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır” denildiğinde o insanın ne yaptığını bile bilmeden “Bu adam büyük işler yapmış ki ağzının dolusu konuşuyor” diyerek hemşerilerimiz anında ikna edilebilirmiş.
Bu cümlenin insanları kandırmanın en kolay yolu olduğu ve iyice ayağa düşmesinden sonra çok fazla tercih edilmeyen cümlenin tersine de Elhamdülillah şahitlik ettik.
Çölleşme yolunda ilerleyen güzel memleketim su projelerini bekleye dursun son yıllarda Hasan dağının da etkisi ile Aksaray'ın altında bulunan jeotermal su kaynakları tek tek keşfedilmeye başlandı. Geçmişte Ziga bölgesinde bulunan derme çatma baraka tarzı yapılarda şifa kaynağı olan bu suyun nimetleri göz önüne çıkmaya başlayınca gerek sağlık gerekse tarımsal anlamda atılımlar da nihayet başladı.
Devlet destekli projeler son yıllarda tek tek açıklanmaya başlanırken jeotermal kaynakların daha verimli kullanılması için aslında en kapsamlı çalışma Aksaray il özel idaresi tarafından geçmiş yıllarda birkaç kez başlatıldı ama sonu gelmedi.
Aksaray'ın ilk ve en büyük projelerinden olan ve halk arasında tuzlu su olarak bilinen alan atıl dururken Ziga bölgesinde derme çatma yapıların ortadan kaldırılması ve Aksaray'a yakışan bir projenin hayata geçirilmesi için 2005 yılında ihale düzenlendi ve Yaprakhisar köyünün üst kısmında inşaat çalışmaları başladı.
Bursa'dan olduğu öğrenilen bir firma tarafından alınan ihalenin ardından başlatılan çalışmalarda 20 yıldır kaba inşaat çalışmasından başka ilerleme olmadı.
Yani Aksaraylıların zamanında doldurduğu o baraka tarzındaki onlarca yapının yıkımının ardından yapılması planlanan termal tesis bir türlü yapılamadı. Bu proje için defalarca kez süre verilen bu firmanın bu işi yapamayacağı 7 yıl sonrasında anlaşıldıktan sonra mahkeme yolu ile yıllar sonrasında bu alan yeniden il özel idaremize verildi.
Yani kurtarılan bu alanın yapımı için yeniden gün doğdu.
Son olarak geçtiğimiz gün ihalesi gerçekleştirilen bu alan için düzenlenen ihalenin yeniden aynı firmaya verildiği iddialarını hayretler içerisinde okurken bu firmanın bu ihaleyi alabilmesi için şartnamenin bazı maddeler ile zenginleştirildiği iddiaları da tam bizim Aksaray'a yakışır bir davranış olarak yorumlandı.
Bu konuda ihalenin kesinleşmesi için Aksaray Valimiz Mehmet Ali Kumbuzoğlu'nun imzasının gerektiği belirtilen yazıyı okuyunca geçmişteki “Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır” cümlesi aklıma geldi.
Ne diyelim burası Aksaray “Burada yapmadıkları, yapmayacaklarının teminatıdır” cümlesini kuranların ne kadar el üstünde tutulduğunun da somut kanıtı bu ihale olarak tarihe geçecektir.
Aksaray halkına bu şehrin sorunlarının neden bitirilemediğini somut bir şekilde gösteren sayın yetkililere dürüst davrandıkları için teşekkürü borç bilirim…
Yorum Yazın