Son yıllarda halkın ekonomi ile çetin sınavı için bahar dönemi beklenirken her geçen ay bir öncesini aratmaya da devam ediyor.
Hayatımıza yeni giren vergiler, maaşlara yapılan zamlardan sonra artırılan vergi dilimleri, işyerlerindeki durgunluk ve çalışan işçilerin istihdam kaygıları sanırım bu ülkenin azınlığı arasındaki sadece yüzde 90’lık kesimini ilgilendiriyor.
Geriye kalan ülkemizin çoğunluğu olan yüzde 10’luk dilime baktığımızda bu kesimimi ekonomi ilgilendirmediğinden olsa gerek ekonomi konusu ne gazetelerin, ne televizyonların, ne de siyasilerimizin gündeminde bile yok.
Muhalefetin bile gündeminde olmayan bir ekonomik süreç konusunda da bu halkın yüzde 90’ı için nefeslerin boşa tüketilmesinin gereksiz olduğu düşünceleri kendilerince haklı diye düşünüyorum.
Günlerdir takip ettiğim ikiye bölünmüş ve tarafsızlığını tamamen yitirmiş tüm basın kuruluşları bu ülkede aylardır ekonomi haricinde;
-Suriye’yi sosyal, ekonomik, geçmiş ve gelecek konularında bile aylarca gündemden indirmediler.
-İran’ı haftalarca tarihinden başlayarak ekonomik ve silah gücüne varana kadar uzmanlarla didik, didik ettiler.
-Amerika’nın geçmiş 10 yılı ile Trump’un acılarla dolu yaşam hikayelerini,
-Ukrayna’nın durumunu,
-Rusya’nın gücünü ve dengelerini,
-Çin’e uygulanacak vergi dilimlerini,
-Nijerya, Yemen, Fas’ı,
-Yağmur ormanlarındaki nesli tükenmekte olan canlıları,
-Fransa Cumhurbaşkanının özel hayatını,
-Almanya’nın içerisinden bir türlü çıkamadığı ve batma noktasına gelen ekonomisini,
-İngiltere’de yaşanan sosyal ve ekonomik çıkmazları,
-Vatikan’da ölen Papa ile yeni Hristiyan liderini bile dert eden ulusal basınımız TV’lerinden ve gazetelerinden ekonomi ile ilgili bir kelime söz etmezken ne yazık ki muhalefetimiz de bu durumdan hiç rahatsız gibi görünmüyor.
Yani özetle bizim ülkemizde yüzde 10’luk çoğunluğumuzun “Hiçbir derdi olmadığından” olsa gerek ülkemizin gündemi sadece 3-5 yılda 2 dakikalığına sandığın ardına geçip oy vermekten başka değer ve kıymeti olmayan ahalinin yüzde 90’ının sıkıntısını gündeme getirip yüzde 10’luk dilimin canlarını sıkmaya bile gerek yok.
Gündemi belirleyenler, tartışma programlarının konularını belirleyenler, TV ekranlarındaki haber sıralamalarını ve haberlere konu olacak meselelere karar verenler halinden her dönemde memnun olan yüzde 10’u dert etmese de ben özetle derdi ve sıkıntıları gündeme bile gelmeyen bir azınlığın sıkıntılarının bir kısmını sıralayayım da sizler de eksik kalanları belki bize iletirsiniz;
-Alım gücü,
-Yüksek enflasyon,
-İşsizlik sıkıntısı,
-Üretenin kazanamadığı, müşterisinin de alamadığı tarım ürünleri,
-Kredi be kredi kartı borçları,
-Sosyal çürüme,
-Eğitimde dershanelerin süreci tekele bindirme girişimi nedeniyle yaşanan adaletsizlik,
-İş kazaları,
-Muayene olamadıklarını belirterek feryat edenler,
-Hayvanına yem alamayacak duruma geldiğini belirten üreticiler,
-Tarlasını sürecek mazota gücü yetmediğini söyleyen üreticiler,
-Düğün salonu kirası için yıllarca kredi ödemek zorunda bırakılan gençler,
Yani bu ülkedeki hiç hesaba alınmayan yüzde 90’nının sıkıntıları arasında yukarıdaki konu başlıklarından ziyade birilerinin umurunda olmayan basit 3-5 konu var ve bunlarda sanırım tartışmaya değer görülmüyor.
Eee ne diyelim belki de onlar da haklı, kim ne yapsın ki siyasi ve ekonomik olarak gücü olmayan 70-75 milyon kişiyi…
Yorum Yazın