Şehrimizde en büyük sorunlardan birisi haline gelmeye başlayan trafik sorunu aslında yaşanılan şehirlerin gelişmişlik durumunu dışarıya en belirgin şekilde yansıtan unsurdur.
Ne yazık ki ilimizde de trafik Aksaray geleceği için en büyük sorun olacak 5 temel unsurdan birisi haline gelmeye başladı.
Özellikle yaz ayının gelmesi ile birlikte artan yaya ve araç trafiği aslında Aksaray’ın trafik anlamında gelişmişliğini de bir şekilde ortaya koyuyor.
-Yıllardır çözülemeyen otopark sorunu,
-Yayaların yürümesi gereken kaldırımların birileri tarafından işgal edilmesi,
-Dükkan kapılarında araç park etmesin denilerek yola konulan duba ve benzeri malzemeler
-Gelişigüzel, planlanmadan çizilen yaya geçitleri,
-Yollarda her talep edenin kapısının önüne konulan hız tümsekleri,
-Yayaların tüm yollarda geçiş üstünlüğü olduğu yönünde düşünceleri,
-Mahalle ve Sokak aralarının kamyon ve TIR parkı olarak kullanılması,
-Günün her saatinde Atatürk Bulvarı başta olmak üzere yasak olmasına rağmen trafikte olan ağır tonajlı araçlar,
-İl genelinde hurda toplayan ve tüm trafik kurallarından muaf tutulan 3 tekerlekli araçlar,
-Çocuklara eğlence aracı olarak verilip trafiğin içerisine salınan elektrikli bisikletler,
-Tüm denetim ve yazılan ağır cezalara rağmen piyasa yapmaktan vazgeçmeyen gençlerimiz,
-Araç sinyalizasyon ışıklarının sadece park etmek veya düğünlere katılmak için kullanılıyor olması,
Yani daha sayıların çoğaltılabilecek örnekler ne yazık ki şehir trafiği içerisindeki günlük görülen ve yıllardır yapılan denetimler ile yazılan cezalara rağmen çözülemeyen sorunların küçük birer örneği olarak şehir trafiğinin örneği olarak karşımıza çıkıyor.
Yazının başında da belirttiğim gibi trafik aslında yaşanılan şehirlerin gelişmişlik durumunun da en belirgin örneğidir.
Yolda karşıya geçmeye çalışan bir yayanın üzerine ısrar ile araç sürmekte, karşıya geçen kişinin yaya geçidine kadar kaldırımda koştuktan sonra yaya geçidi üzerinde manken edası ile sürücülerin gözlerinin içerisine bakarak üstünlüğünü ispatı bile aslında şehrimizi gelişmiş bir şehir olmaktan alıp ne yazık ki bir orta Asya ülkesindeki bir kasaba haline getiriyor.
Aksaray trafiği en fazla nereye benziyor diyerek bir bakıp değerlendirme yaparsak şehrimizin elitliği de ortaya çıkmış olur.
Bunu önlemek adında tüm yükü trafik denetimlerine bırakmakta ne yazık ki biz Aksaraylıları kurtarmaya yetmiyor.
-Aksaray özelinde ilkokullardan başlamak üzere yayaların yapmaları gerekenler temel eğitim olarak verilmeli,
-Sürücülere ehliyetler verilirken trafik eğitimleri konusundaki sınavlardaki sorular da sınav zorlukları da artırılmalı,
-Dükkanların işgal ettikleri kaldırımlar veya yola koydukları dubalar konusunda çok ağır şekilde yaptırımlar uygulanmalı,
-Mahalle muhtarlarının veya halkın belediyeden en fazla istediği hız tümsekleri ana yollardan kesinlikle kaldırılmalı ve hizmet aracı olarak kabul edilmemeli,
-Kamyon ve TIR araçlarının belli saatler dışında şehir merkezlerini girişlerine diğer şehirlerde olduğu gibi izin verilmemeli,
-Mahalle ve Sokak aralarında onlarca aracın park sorunu yaşamasına neden olan kamyon, TIR, otobüs, gibi araçların belirlenen noktalar dışına park etmeleri engellenmeli,
Bu sorunları ve çözümleri her birimiz bilmemize rağmen ne yazık ki hep olumsuz işimize geldiğinden şehir trafiğini bir orta Doğu şehri durumuna getiriyoruz. Artık yükü hep denetim yapanlar yerine birazda şehrin asıl sahipleri olan bizlerin omuzlaması gerekmiyor mu?
Yorum Yazın