Çok değil daha 40 yıl öncesine kadar ismi Yeşil Aksaray olarak bilinen şehrimiz ne yazık ki artık Türkiye’nin en kurak alanlarının başında geliyor.
40 Yıl içerisinde düzgün bir şekilde planlanmayan su politikamız sayesinde 40 yıl önce şehrin her yerinden akan dereler kururken şehrin ortasından geçen ulu ırmakta artık ahalimizin çöplüğü haline geldi. Bizler 40 yılda “HAYAT” olarak da adlandırılan suyumuzu nasıl hoyratça yok ettik bunun muhasebesini yapaduralım beklenilen tarımsal ve içme suyu projelerindeki ağır işleyişi ne yazık ki Aksaray’da olmayan birlik, beraberlik, gibi değerlerimizle birlikte hayatımızı da tehdit eder duruma geldi.
İl genelindeki tarım arazilerinin bazılarında her yıl rekor derecede düşen su seviyeleri çiftçilerimizi petrol arar duruma getirirken şehrin tek su kaynağı olan Mamasın barajımızı da yok etme durumuna getirdi.
Aksaray belediyesi tarafından yıllar önce DSİ ile başlatılan projenin durumu konusunda çok net bir açıklama yapılmazken arıtma tesisinin de faaliyete geçtiği ancak şehrin bugünkü nüfusunun ancak yarısına yetecek kadar su verilebildiği de öğrenildi.
Bu durumu bile büyük başarı sayarken artık bizlerin de 40 yılda ortadan kaybolan su konusunda bir adım atmamız gerekmez mi?
Sürekli tekrarlanan su tasarrufu konusunda birileri suyu son damlasına kadar verimli şekilde kullanırken mahalle aralarındaki tatlı su çeşmelerindeki israfın ne yazık ki önüne geçilemiyor.
-Birileri “Suyu israf etmeyin” çağrılarını tekrarlayıp dururken birilerinin bu çeşmeleri sabahlara kadar akıtması hak mı?
-Birileri tasarruf etmeye, suyu verimli şekilde kullanmaya çalışırken birlerinin bu çeşmelerde servis araçlarını ve halk otobüslerini yıkamaları hak mı?
-Birileri “Su tasarrufu yapın” derken başka birilerinin bahçelerindeki sebzelerini evlerinden çektikleri hortumlarla sulamaları veya bu tatlı su çeşmelerinden çektikleri sular ile sulamaları hak mı?
-Yine bu tasarruf çağrılarına rağmen bu tatlı su çeşmelerinin başında halı, kilim veya yün yıkamak hak mı?
Yani diyeceğim o ki tasarruf tek taraflı yapılamaz. Bir apartmanda 20 dairenin yaptığı tasarrufu bir kişi gece saatlerinde yıkadığı bir araç ile yok ediyorsa bir süre sonra tasarruf edenler de ne yazık ki “Aksaray’ı ben mi kurtaracağım” diyerek sisteme ayak uyduracaktır.
-Artık Aksaray için yıllardır beklemekten usandığımız su yatırımların ı beklemek yerine bizler bireyler olarak su konusunda kendi elimizden geldiği kadarıyla tasarruf yapmak için neyi bekliyoruz.
-Daha fazla yağış ve Aksaray’ın geleceği için şehri yeşillendirmek için neyi bekliyoruz?
-O çeşmeler başında saatlerce araç yıkamak için ya da boşa akıtılan suyun hesabını sormak için neyi bekliyoruz?
-Bu şehir bizlerin geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza bırakacağımız tek mirasımız olduğunun farkında mıyız?
Artık birileri tarafından masalarda yatan Aksaray için bizlerin de bir adım atmasının zamanı gelmedi mi?
Yorum Yazın