
Son yıllarda ülkemizde duyduğumuz ve büyük bir sorumluluktan kaçma hamlesi olan cümle “HATALARDAN DERS ÇIKARTMAK”
İdareci olmak için ilk olarak bu cümleyi öğrenip doğru zamanda, doğru yerde kullanırsanız hataları yapan siz bile olsanız karşılığı “DERS ALDIM, VALLAHA BİR DAHA YAPMAYIZ” anlamına geldiğinden “Allah böyle sınavlarla bu milleti tekrar sınamasın” diyerek görevlere devam edebilirsiniz.
Ancak sizler okurlar olarak bu cümleleri sakın kendinizi savunmak için kullanmayın, çünkü sizlerin hatalarınızdan ders çıkartmak gibi bir mazeretiniz olamaz.
Yani sizlerin yaptığı bir hata veya işlerinizdeki bir ihmalinizin bedelini gerçekten çok ağır ödersiniz.
Bu cümle sadece “İDARE EDENLER” için kullanılma hakkı olan bir mazeret cümlesidir.
***
Büyük Marmara depremi sonrasında sıkça duyduğumuz bu cümleyi, Elazığ ve İzmir depremlerinden sonrada duyarken son olarak 6 Şubatta meydana gelen iki büyük depremin ardından 50 binden fazla vatandaşımızın hayatını kaybettiği, yüz binlercesinin yaralandığı, milyonlarcasının da, evsiz kaldığı depremlerin ardından duymuştuk.
Yani özetle sayın yetkililer bu konuda hatalardan derslerin alındığını vurgulayarak deprem riski olsun olmasın yönetmeliğe uygun olmayan yapıların tespiti ve yıkımı konusunda kararlı olduklarını vurgulamışlardı.
İstanbul başta olmak üzere önemli alanlarda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı hem depremin yaralarını sarmak hem de dönüşümlerin yapılabilmesini sağlamak adında başarılı bir şekilde çalışırken elbette yurdumuzun tamamında yerel kaynaklardan da destek bekliyor.
Bu destek ilk olarak depreme dayanıklı olup olmadığı tartışılan binalardan alınacak karot örnekleri ve analizleri.
Deprem bölgesi olmadığı ve sıfır riskli olduğu iddia edilen Aksaray’ın aslında en risksiz alan olsa da deprem riski taşıdığı biliniyor.
Ancak depremlerin üzerinden geçen zamana rağmen şehirdeki riskli bölgelerdeki riskli yapıların akıbetleri hala belirsiz. Şu ana kadar çarşı merkezi dışında da böyle bir çalışmanın yapıldığını duymadık.
Aksaray’ın eski mahalleleri olarak bilinen mahallelerindeki 2000 yılı öncesi yapılan 4 kat ve üzeri yapılarımızın ne durumda olduğunu bilimsel olarak merak edip bakan bir tane bile yetkili olmadı.
Aksaray belediyesi, AFAD ve Aksaray Üniversitesinin bu konuda çalışma yapması gerekirken bu güne kadar ne yazık ki deprem yönetmeliği öncesi yapılan binaların sağlamlık durumu bir felaketle test edilecek gibi de görünüyor.
Çarşı merkezindeki bize göre de eski ve yıkılması gereken yapılardan alınan örneklerle yıkım kararı alınabiliyorsa, insanların toplu olarak yaşadıkları ve yıkımlarda toplu ölümlerin yaşandığı beton tabutların da durumlarının tespit edilerek yıkım kararı veya güçlendirme kararı alınması gerekmiyor mu? Diye sormak gerekiyor sayın yetkililerimize.
İnşallah olmaz,
Allah korusun,
Aksaray’a bir şey olmaz,
Dua edin de olmasın gibi günü kurtaran cümlelerin ardından “HATALARIMIZDAN DERS ÇIKARTTIK” cümlesini bir Aksaraylı olarak duymak istemiyorum.
Sizler o “DERSLERİ ALIN” diye binlerce insanın beton tabutlara gömülmesi mi gerekiyor???
Yorum Yazın