Yıllardan beri beklenilen su projelerinin hayata dahi geçirilememesi ve her yıl artan kuraklık olayı nedeniyle yeraltı ve yer üstü su kaynaklarımızdan da kurtulmak üzereyiz.
Denizin bilmem kaç metre derininden Kıbrıs’a su taşıyabilen, Dünya’daki pek çok imkansız projeyi hayata geçirebilen ülkemizin kalbinde artık pompalayacak kadar bile kanı kalmadı.
Her fırsatta tarımından ve hayvancılığından gurur duyduğumuzu belirttiğimiz Aksaraylı üreticilerin bir bölümü artık kuyu vururken petrol arama sınırına ulaşırken, elimizde son kalan baraj olan Mamasın barajındaki su seviyesi son olarak açıldığı 1962 yılında yüzde 10 seviyesinde olan barajımız da artık günden güne yok oluyor.
Akdeniz ve Karadeniz’e boşa akan onca dere ve ırmak varken bölgelerin susuzluk ve kuraklık ile sınanmasının amacı nedir bilmiyorum ama yıllar önce Aksaray Ziraat Odası başkanı ile yaptığımız bir program esnasında Başkan Emin Koçak “Zamanımız kalmadı” diyerek su çalışmalarının bahane üretmeden acil olarak başlatılmasını istemişti.
2004 Yılında bölgede görev yapan Maden Tetkik ve Arama kurumunun mühendisleri de Aksaray’ın gelecekteki su sorununu o dönem sürekli olarak gündeme getirmişti.
Artık bunu talep edecek zamanımız kaldı mı? derseniz; Hayır ama bunu kimlerden isteyeceğimizi de artık bilmiyorum.
İlde yaşayan yaklaşık 450 bin insan hiç kuraklık yokmuşçasına hoyratça israfa devam ederken yerin altında kalan son damlalar da hırsla çekilmeye devam ediliyor.
Tarım ve hayvancılık kenti olarak adlandırılmasına rağmen ne tarım nede hayvancılık politikası bulunan Aksaray’da su ne zaman gelir derseniz bunun cevabı bende yok ama;
“Su ne zaman bitecek” derseniz, “En kısa sürede” diyebilirim.
Kim neyi, niye bekliyor ama, artık bu il için yüzde 10 doluluk oranının altına inmiş mamasın barajının kurtulması adına katı tedbirlerin alınmasının ve boşa akan dere ve kanallardan ülkenin kalbi olan Aksaray’a su getirilmesinin zamanı gelmedi mi?
Bu ilin insanları yaklaşan felaketin farkında değiller belki ama, idare edenler her şeyin farkında olmasına rağmen su konusunda atılmış somut adımları göremiyoruz.
Çok değil 3-5 seneye çeşmelerden, yerin altından, veya barajlardan çekecek su kalmayınca farkına varacak değerli hemşerilerim de o gün her şey için çok geç olacak.
Sabahlara kadar akıtılan veya araba yıkanan tatlı su çeşmeleri başta olmak üzere israfa neden olan tüm çeşmelerle ilgili kesin kararlar alınarak uygulanmalı.
Yer altından çekilen su ile suyu en çok tüketen bitkiler yerine suya en az ihtiyaç duyulan tarım ürünleri tercih edilmeli ve gerekiyorsa diğerlerinin ekimi de sınırlanmalı.
Gelecek nesillere bir damla su, soluyacak bir nefes bırakmazsanız kazancınız neye yarayacak.
Her yazımda dediğim gibi; Bu şehri idare edenler, bırakın artık Aksaray’ı ve Aksaray halkını idare etmeyi de sorumluluklarınızı yerine getirin.
Haberiniz yoktur diye yazayım;
Yeşil Aksaray, çöl Aksaray oldu da son barajı da yok oluyor…
Yorum Yazın