Aksaray’da çok ama çok uzun süredir devam eden hurdacılık mesleğinde sayılar her geçen gün artmaya devam ediyor.
3 Tekerlekli bir motosiklet bulan da, bir at ile araba bulan da ekmek parası için yanından geçmemek için kaldırım değiştirdiğimiz çöplerden sabahın ilk saatlerinden gece geç saatlere kadar atık toplayarak ekmeklerini kazanmanın derdindeler.
Bu hurda sektöründe insanların sadece karınlarını doyuracak kadar gelir elde ettiklerinden ve fazlasını görmediklerinden bir şüphem yok.
Helal kazançları ile evlerine ekmek götüren tüm emekçilere saygım sonsuzdur.
Bu yazının baş kısmını görmeyen şehrimizin şebekeleri yazı sonrasında “Onlar ekmeklerinin derdindeler” söylemleri ile rezilliklerini kapatma veya konuyu başka yöne çekme derdinde olacaklardır.
Hep söylediğim gibi bu işi sadece ekmek parasını kazanmak için çalmadan, çırpmadan, kurallara uygun yapan emekçilere teşekkür ediyorum.
Ama bu emekçilerin arasına yerleşmiş hırsızlar ne yazık ki ildeki tüm hurda toplayıcılarına kötü gözle bakılmasına ve bu insanların hepsinin de hırsızmış gibi muamele görmesine neden oluyor.
Hurda toplama bahanesi ile gördükleri her şeyi çalmayı kendilerine hak bilen, trafikte günün hangi saatinde olursa olsun kuralların hiç birisine riayet etmeyen insanlarla bu ilde zabıtamız ve polislerimiz ne zaman mücadele etmeye başlayacaklar bunu ben bir Aksaraylı olarak merak ediyorum.
Bu yazıdan dolayı “Ekmek” edebiyatı yapanlar;
Sürekli soyulan inşaatlara,
Trafikte yaşanan sorunlara,
Zarar gören ve mağdur olan araç sahiplerine,
Soyulan vatandaşlara,
Çiftlik Mahallesindeki sulama kanalının her iki yönündeki yüzlerce metre çit teline baksınlar.
Aksaray bir şehir kimliğine kazanmalı ve insanların suç işleme özgürlüklerinin artık kısıtlanmalı.
Her olaydan sonra suçlu olanın mağdurmuş gibi davranması, olabilecek denetimlere neden olacak yazılara “Ekmek” edebiyatı ile cevap vermek gerçekten ekmeğinin derdinde olan gerçek emekçilere yapılmış en büyük haksızlıktır.
Yazıya konu olan, kanun ve kural tanımayan hırsızlar sayesinde halk arasında ne yazık ki onlara da aynı gözle bakılıyor.
Halkın malını çalma özgürlüğü olan bu hırsızların devletin malını çalma haklarının da olduğunu Çiftlik Mahallesinde gördükten sonra hemşerilerimize “Allah sabır versin” demekten başka bir cümle bulamadım.
Yazının başında da dedim ya; Ne yapsın garibanlar “Ekmek parası” deyip ne var, ne yok çalıyorlar.
Ne yapsınlar? Ortada duran malzemeyi çalmasınlar mı?
Ne yapsınlar? Trafikte hem suçlu, hem de güçlü olmasınlar mı?
Ne yapsınlar? Evlerin bahçelerinde gördüklerini almasınlar mı?
Ne yapsınlar yani? Gerçekten bu işi yaparak ekmek kazanan hurdacılar gibi çöplerin içerisinde mi gezsinler?
Elbette hakkıyla ekmek kavgasında olanların arasına yerleşip çalacaklar da, saldıracaklar da, tehditte edecekler. Onların “Ekmek parası” söylemi ile her türlü suçu işlemeye hakları olmasın mı???
Yorum Yazın