Ülkemiz 2002 yılı ile birlikte konforlu ve hızlı ulaşım için deyim yerindeyse yol atağına geçti.
Yapılan duble yollar sayesinde konforlu ulaşıma kavuşan halkımız daha sonra gelen havalimanı ve hızlı tren yatırımları ile Avrupa ülkelerindeki konfora sahip olabildikleri için Ak Partiye olan desteklerini daha da artırırken sağlık alanındaki imkanların genişlemesi ile Ak Parti halkın her seçimde kayıtsız şartsız destek verdiği bir siyasi parti haline gelerek Türk Siyasi tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
Yapılan bu güzel işler elbette halk tarafından karşılık bulurken ne yazık ki artık bu yapılan işlerde rüzgarın yönü tersine dönmüş durumda.
Özellikle halkın en büyük hizmet olarak gördüğü sağlıkta yaşanan sorunların gün geçtikçe artmasına ek olarak ülke genelinde son haftalarda “Kazaları önleme” gerekçesi ile uygulanan çok katı radarla hız kontrolü ve uygulanan cezalar vatandaşları yollardan da gözleri gibi sakındıkları araçlarından da artık soğutmuş durumda.
Ak Partinin en fazla destek görmesini sağlayan temel unsurlardan bir tanesi olan yollardaki ulaşım hızı ve konforu da nihayet sağlık alanında yaşanan olaylar gibi tarihe kavuşmak üzere.
Her karayolunda uygulanan hız değişiklikleri ile sürücüler kendilerine tuzak kurulduğu inanıcını benimsemiş durumda.
Bu saatten sonra nasıl bir açıklama yapılırsa yapılsın algı ne yazık ki olanın önüne geçmiş durumda.
Elbette bizler de insanların kaza yapmalarını istemiyor ve trafik kurallarına uymalarını istiyoruz ancak 110 kilometre hız limiti ile şehirlerarası giden bir otomobil, kamyon, TIR veya otobüs yola mı bakacak, yol kenarında sürekli değiştirilen hız uyarı tabelalarına mı bakacak.
Halk Soruyor “Neden Yaptınız Bu Yolları”
Elbette süreç bu noktaya gelince halk da ister istemez şehirlerarası yollar için de, Aksaray’ın merkezindeki yolları için de bir cümlelik sorularını soruyorlar. “Neden yaptınız ve yapıyorsunuz bu yolları?”
Haksızlar mı?
Bence hayır.
-Elbette haklılar, bir insan yüksek motorlu bir araç alacak ve şehirlerarası kara yolunda 110 kilometre, otoyollarda da 130 kilometre, özel otoyollarda ise 140 kilometre hız yapmayacaksa neden bu araçlara bu bedelleri öderken her yıl yüksek MTV ödetiliyor?
-Bu hız limitleri bizim memleketin sürücülerine fazla diye düşünülüyorsa yeni yol veya otoyol yapmaya ne gerek var?
-Şehir içerisinde sözde sürücülerin konforu için yapılan yollara neden sürekli hız bariyerleri yerleştirilerek araçların gidiş hızları sürekli olarak düşürülüyor?
İşte bu çoğaltılabilecek birilerine göre önemsiz olan bu soruların cevabını ben de merak ediyorum.
Sahi;
Neden hala bu ülkede yol yapılıyor?
Neden yüksek motorlu araçların satışlarına izin veriliyor?
Şehir merkezinde sürekli dubalar veya hız tümsekleri ile kesilen yollar neden “Konfor” denilerek yenileniyor?
Yorum Yazın