Yıllarca “Bacasız Sanayi” adı ile adlandırılan turizm konusunda deniz kenarındaki şehirler gelişimlerini ülke standartlarının bile ötesine götürürken o bölgelerde yaşayanlar tarım ve turizm gelirleri ile yaşam seviyelerini de bambaşka yerlere taşıdılar.
Yani insanlara belirli sahalar açılarak yön verilirse insanlar kendilerini ve yaşadıkları çevreleri de değiştirirken şehirler de göç veren değil göç alan yerler oluyor.
Elbette Şehri Sülehamız olan Aksaray bu imkanlara sahip değil ve denizi görmeden ahirete intikal eden binlerce vatandaşı olduğu gibi susuz tarım yapmaya çalışarak Dünya’ya suyun gereksiz olduğunu ispat etmeye çalışıyor.
Yani Aksaray’daki işçisi de, çiftçisi de hala bir şeyler yapmaya ve bu şehirde yaşamaya çalışıyorlar.
Bunun için 2000’li yılların başından itibaren açılan teşvik paketleri ile Aksaray tam anlamıyla orta Anadolu’da sanayi şehri olma yolunda da hızla ilerlerken şehrin elinde bulunan bacasız sanayi nedense bir türlü duman vermiyor.
Kapadokya’nın açılan kapısı olan ve tarih turizmi dışında çok daha değişik turizm etkinliklerinin bulunduğu alana sadece Ihlara vadisine günübirlik gelen turlar dışında bir adım ileri gidilemiyor.
Şehir tanıtımı için belirli fuarlarda belirli girişimler yapılıyor ancak nedense tarihi alanlarda başlatılan çalışmalar bir türlü bitirilip turizme açılamıyor.
Aksaray’a gelecek olan yerli ve yabancı turistlerin konaklamasını sağlamak adında bölgelerde yapılacak olan otel ve apart tarzındaki yerler için teşvik paketleri açıklanamıyor.
Aksaray’ın turizm kenti olması için üzerindeki ölü toprağı bir türlü kaldırılmıyor.
Yani hep duyduğumuz “İnsanlar doğduğu yerde doymalılar” sözünün bir samimiyetini kimseler ortaya koyamıyor.
“Yapıyoruz”, “Yapacağız”, “Girişimler sürüyor” gibi sözlerle yılları birer birer tüketiyoruz.
Artık birilerinin bu bazı bölgelerde yıllardır süren kazı çalışmalarını bir ele alması ve hızlandırması gerekiyor,
Artık birilerinin Aksaray’ın her bölgesinin özelliğine uygun donanımda konaklama alanları için gerekli teşvik çalışmasını yapması ve bölgeye yatırımcı çekmesi gerekiyor.
Artık birilerinin bu şehri sadece İstanbul’daki 1-2 tuhaf fuarda el ilanları ile tanıtmak yerine bu şehrin insanları ile birlikte kutlanacak turizm ve kültür festivalleri ile tanıtması gerekiyor.
Özetle değerli Aksaraylılar Artık birilerinin bu şehirde turizm için konuşmak, umut vermek, gezmek, “Allah, Allah yaa” demek yerine bir adım atması gerekiyor.
Yıllarca Avrupa ülkelerine işsizlik nedeniyle göç veren ve aileleri dağılan binlerce Aksaraylı verilen sanayi teşvikleri ile gelen yatırımlar sayesinde iş sahibi olabildiyse, yani teşvik ile bölgenin potansiyeli ortaya çıkartıldıysa turizm konusunda da gerekli teşvikler uygulanarak yatırım yapacak iş insanlarının bölgeye çekilmesi için neyi bekliyorsunuz?
Yoksa ne gerek var “Sanayinin Bacasızına” mı diyorsunuz?
Yorum Yazın