Güzel ülkemde bir kurban bayramını daha yeni bir tartışma konusu ile geride bıraktık.
Kurban bayramı için halkımıza ödül olarak bayram sürecince devlete ait otoyollar ücretsiz hizmet verirken bayramdan haberdar edilmeyen özel iştirakların yap, işlet, devret modeli ile yaptığı ve işlettiği otoyollar yine ücretli olarak halka sözde hizmet verdi.
Neyse sonuç olarak oralar özel yollar olduğu için bu yolları tercih edenler de yine özel vatandaşlar olacağı için bu konuya çokta kafa yormamak gerekiyor.
Bayram öncesi TBMM’de kabul edilen yeni trafik düzenlemeleri genel olarak halkın istediği yönetmelikler olsa da bu kural ihlallerine verilecek cezalara yapılan ufak, tefek dokunuşlar bırakın can yakmayı soluk kesecek cinsten olmuş. Emeği geçenleri tebrik ederim.
Bu trafik cezalarından sonra kara yolları ile bayram için memleketlerine gitmeye çalışanların feryatlarını bende birçoğu hemşerim gibi TV ekranlarında göremesem de sosyal medya sayfalarında izledim.
Halkımız o kadar konuya hakim bir şekilde kayıtlar hazırlamışlar ki gerçekten anlama sorunu olanlar bile tek izlemede anlamıştır diye düşünüyorum. Bayram için yola çıkanların kabusu haline gelen radarla hız denetimleri konusunda haklı olarak kanun koyucular Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok medeni ülkeyi ve ülkemizde aşırı hızlar nedeniyle oluşan kazaları örnek göstererek “Her şey sizin sağlık ve güvenliğiniz için” cümlesi ile konuyu kendi pencerelerinden kapatıverdiler.
Ancak olayın aslı izlediğin kayıtlara göre oldukça farklı.
Ortalama hız limitinin 110 kilometre olduğu bölünmüş yolda 110 ile giden bir otomobilin bile mevcut sistemde radar cezası yememe şansının olmadığını kayıtlar ile ortaya çıkartan sürücülere teşekkür ediyorum.
İçişleri Bakanımızın dediği gibi “Devlet vatandaşına tuzak kurmaz” kurmasına da işleyişe baktığımızda uygulamalar aynen de tuzak gibi durmuyor mu?
110 ile giden bir araç anında hızını bazı yerlerde 70’e sonrasında da 50’ye düşürmek zorunda bırakılıyor.
İşin ilginci de sürücülere cezalar nedense çoğunlukla o hız sınırının anlık değişiklik gösterdiği noktalarda kesiliyor.
Şehirlerarası bölünmüş kara yollarında yolun durumuna göre hız limitlerinin artırılması gerekirken insanlara bu türden cezaların kesilmesi bana göre de biraz sıkıntılı.
Şimdi birileri çıkıp “Hız yapmasınlar” diyerek eleştiri haklarını kullanacaklar.
Ona da daha yeni izlediğim bir otobüs şoförünün isyanı ile cevap vermek isterim.
Şehirlerarası hizmet veren bir otobüs firmasında çalışan sürücü çektiği sosyal medya videosunda; “Yollarda hız limiti tabelaları anlık olarak ani bir şekilde değişiyor. Önümüzde seyreden küçük araçlar haklı olarak ani fren yaparak cezadan kaçmaya çalışıyorlar ancak arkadan gelen otobüs, kamyon ve TIR gibi ağır tonajı olan araçları hesaba katmıyorlar.
Bu durum çok daha fazla kazaya neden oluyor. Yetkililerin bu bayramda ölümlü kaza bilançolarıyla arkadan çarpma şeklinde oluşan kazaların verilerini de açıklamalarını ve bu hız limitleri ile radar uygulamasının eski hale dönemsini rica ediyorum” diyor.
Elbette yapılan her iş halkımızın sağlık ve güvenliği için yapılıyor ama işleyiş ve algı artık halktan çok başka amaçlar için yapıldığı izlenimi vermeye başladı.
Bölünmüş otoyollardaki değişen hız limitleri konusunda düzenleme yapılmasını ve limit değişimi yapılmadan hız limiti uygulaması yapılsa o zaman halka daha büyük hizmet olmaz mı?
Elbette hız cezalarının artırılması,
Sigara ve alkole yapılan zamlar,
Elektrik ve doğalgaza yapılan zamlar,
Köprü ve otoyollara yapılan zamlar,
İnternet ücretlerine yapılan anormal zamlar,
Kısaca tüm zamlar bizlerin sağlıkları ve can güvenlikleri için yapılıyor ama ne yazık ki bu zamlar insanların psikolojilerini bozmaya başlamadı mı?
Yapılan artışlar konusunda sizlerin insan sağlığı ve güvenliğini düşündüğünüzden zerre kadar şüphem yok ama ne yaparsınız halkın vücut sağlığı kadar zihin sağlığı da önemli değil mi???
Yorum Yazın