Son yıllarda görülmemiş bir ekonomik sürecin içerisinde sürüklenmeye devam ederken Türkiye’nin en pahalı şehirlerinden birisi haline gelen Aksaray’da da insanlar anormal fiyatlar ve fiyat farklılıkları karşısında mücadele etmeye devam ediyor.
Yaz ayı ile birlikte Aksaray’a gelen hemşerilerimizin büyük bölümü Aksaray’ın diğer şehirlere göre çok pahalı olduğunu ifade etseler de bu şehirde yaşayan insanlar bu durumu çoktan kabullenmek zorunda kaldılar.
Dar gelirlilerin en büyük gider kapısı haline gelen ekmek fiyatlarına bile son 8 ay içerisinde yüzde 41 zam yapılmışken diğer giderler konusunda çok fazla itiraz etme şansımız da kalmıyor.
Yapılan zamlar konusunda hemşerilerimiz sürekli esnafları suçlasalar da, esnaflar da kendi içlerinde fırsatçılık yapanların olduğunu ancak asıl sorunun iş yeri maliyetleri ile sürekli değişen ürün fiyatları olduğunu belirtiyorlar.
Daha 3 gün önce ilimizde yayın yapan bir gazetemizde kebap fiyatı ile ilgili haber yazılınca bu denetimleri yapmaları gerekenler hemen harekete geçmişler ve bu kebapçının ismini alarak gerekli denetimlere başlamışlar.
Bu da yetmemiş aynı yetkililer hemen bazı kafe ve restoranlar üzerinde de çalışma başlatmışlar ve ekiplerini tam kadro sahaya göndermişler.
Allah onlardan razı olsun, olmasına da; “Kazık yiyen vatandaş isyan edene kadar neredelermiş” demezler mi insana?
Marketlerde haftalık değiştirilen etiketler, günlük fiyatların bile değiştiği Pazar ve marketlerdeki manav reyonlarında, haftada 1-2 defa değişen akaryakıt fiyatları, o zam yapıyor diyerek gömdüğümüz esnafların iş yerlerine yüzde 100’den fazla zam isteyen dükkan sahiplerine de denetimler yapılabilecek mi?
Kanımca hayır.
Fırsatçı, soyguncu, kazıkçı gibi sıfatlarla insanlar kaderleriyle baş başa bırakılırken bu işletmelerin ana gider kalemlerini kimseler hesaba katmayacak elbette.
Aylık kiraları 150-200 bin liraya yükselen dükkan kiralarını da işletme maliyetlerinin içerisine koymaktan başka şansı olmayan yerel esnaflarımız ne yazık ki yazının başlığındaki gibi “fahiş fiyatlarla fırsatçılık yapıyor” denilerek günah keçisi halinde halkımızın önüne atıldıktan sonra bir iki dükkan denetimi ile bu süreçte geçilmiş olacak.
Olan yine bu halk ile o dükkanlarını Aksaray gibi bir yere göre çok anormal maliyetlerle işletmek zorunda kalan esnaflara olacak.
Bu ilde denetimlerin öncelikle gıda satışı yapan yerlerden önce bu satışı yapan yerlere bu dükkanları kiraya veren dükkan sahiplerinden başlanması gerekmiyor mu?
Neden sadece bu dükkanların elindeki faturalar ile satış bedelleri karşılaştırılıyor.
Bundan 5 sene önceki işletme ve işçilik giderleri ile elektik, doğalgaz giderlerinin işletme giderleri içerisindeki payı ile şimdiki aynı mı?
Sürekli haber yapılıp halk ile satıcıyı karşı karşıya getiren karpuzda “Tarlada 1 son satıcılarda 6-8 lira haberleri ile manav ve pazarcı hedef gösterilmiyor mu
O tarladan 1 liraya alınan karpuzlar için kilo başına toplama, yükleme ve nakliye ile birlikte kilonun 4-5 liraya yükseldiğini söyleyen kişileri neden kimseler dinlemiyor?
Bu ülkede ve bizim ilimizde asıl sorun bu işletmelerdeki anormal fiyatlar olduğu gibi ne yazık ki işletme giderleri ile esnafların sırtından inmek bilmeyen iş yeri sahipleri.
Antalya sahilinde gibi dükkan kirası ödemek zorunda kalan bir esnaf elbette sattığı ürünlerin üzerine bu işletme giderlerini de ekleyecek.
Bununla beraber bu denetimleri yapmaları gerekenler de birileri yazdı veya sosyal medya sayfalarından paylaştı diye sokağa dökülmek yerine zaman zaman çat kapı denetimlerle piyasayı kontrol altında tutarken fahiş fiyat uyguladıkları işletmeleri Aksaray kamuoyuna açıklayacaklar ve bu işletmeler konusunda en doğru kararı Aksaray halkı verecek.
Aksi halde bu türden denetim veya uygulamalar ile haber konusu olmaktan bir adım öteye gidemezsiniz…
Yorum Yazın