6 Şubat tarihli depremlerin yaralarını sarmak için çalışmalar aralıksız sürerken deprem gerçeğinin yeniden hatırlanması kentsel dönüşüm çalışmaları için tüm illerin harekete geçmesine neden oldu.
Bu kadar acı bir sınav sonrasında harekete geçiliyor olması elbette üzücü ama en azından birilerinin bu ülkede bir şeyler yapmaya çalışması ve ellerini taşın altına koymaları da umut verici bir gelişme.
Aksaray’da da yıllardan beri dokunulamayan, deprem ve güvenlik riski olan yapıların ortadan kaldırılması ile de yapılamaz denilen dönüşüm çalışmaları da resmen başladı. Kısa sürede yapılan proje ile de vatandaşların dönüşüme olan güvenleri de arttı.
Deyim yerindeyse Kalealtı Caddesinin üst kısmında bataklıktan gül çıkartıldı. Yakın zamanda projenin teslimi ile şehrin yeni bir yaşam alanı faaliyete geçmiş olacak.
Bu çalışmalar ile birlikte Aksaray belediyesi dönüşüm çalışmalarının alanını genişleterek MEDAŞ binası diye bilinen belediye iş hanı ile yıllardır büyük bölümü atıl durumda olan Mehmet Şişman İşhanı ile de dönüşümün devam edeceğinin mesajını verirken yerinde dönüşüm için vatandaşların merkez dışındaki riskli ve eski yapılarını da dönüştürmek için kat desteği ile dönüşümün de yolunu açmış oldu.
Açılan bu yolda ne yazık ki yol kenarında olan ve konumu itibariyle kazandıracak binalarda dönüşüm çalışmaları devam ederken kenarlarda kalan binaların durumları ise hala bilinmiyor.
Özellikle deprem yönetmeliğinden önce yapılan yüzlerce binanın depreme dayanıklı olup olmadığı hala bilinmiyor.
Depremler sonrası risk taşıyan binalarla ilgili kaç binadan karot örnekleri alındığı, bunlardan kaçının olumlu, kaçının ise olumsuz olduğu yönünde bir açıklama da yapılmadı.
İl genelinde çürük binaların tespiti için bir felaket yaşanmadan harekete geçilmesi ve risk taşıyan merkezdeki binalara yapıldığı gibi kenar mahallelerde kalan binaların da kontrol edilmesi ve dönüşüm için harekete geçilmesi gerekiyor.
Ülkemizin riskli alanlarında olduğu gibi Aksaray’da da depreme her zaman hazır olmaktan başka da çaremiz ne yazık ki yok.
Artık “Hatalarımızdan ders çıkarttık” sözünü dinlediğimiz zaman her şey için çok geç kaldığımızı birilerinin idrak etmesi ve felaketlerden önce tedbirlerin alınması gerektiğini hepimizin çok iyi anlaması gerekiyor.
Yıkılan binaların içerisinde kalacak insanları çıkartmak yerine bu binaları yıkılmadan boşaltıp deprem yönetmeliğine göre yaptırabilme şansımızın olduğunu hepimizin anlaması gerekiyor.
Bu kadar büyük bir dönüşüm adımının yalnızca TOKİ tarafından yaptırılamayacağını, bu ekonomik koşullarda devlet desteklerinin de beklentilerin altında kalacağını da anlamamız gerekiyor.
Bu nedenle yenilenecek olan binalar için daire sahiplerinin de güçleri oranında ödemeler yapmalarının gerektiği de ortada.
Deprem konusunda denetimlerin geç kalınmadan yapılması ve karot örnekleri ile binaların durumlarının kat maliklerine bildirilerek dönüşüm için vatandaşların da harekete geçmesini sağlamaktan başka çaremiz yokken sizce biz neyi bekliyoruz?
Artık merkezi konumda olan ve değer olarak herkesin yatırım için harekete geçtiği binalardan karot örnekleri alarak binaların durumu nedeniyle yıkıma karar veren ekiplerin biraz da kenar mahallelerdeki yapıların durumları için de harekete geçmesi gerekmiyor mu?
Bu dönüşüm çabası sadece merkezi mi kapsıyor?
Yorum Yazın