Belli bir yaş grubunda olup bu devri ve bu devrin insanlarını eleştirmeyen ve geçmişe gidip “Nerede o eski günler” demeyen yoktur diye düşünüyorum.
Geçmişte olmayan teknoloji ve diğer imkanlar bu dönemde bolca olmasına karşılık insanların gözlerinde ne yazık ki geçmişteki ışık yok.
Gençler çizdikleri hedefler uğruna mücadelelerini sürdürürken bu devrin akillerini, para babalarını, kanaat önderlerini ve siyasilerini tahmin etmeyeceğiniz kadar sıkı takip ediyor.
Düzenin ve değerlerin bozulmasında en masum olan bu kitle nedense “Nerede o eski günler” diyenlerin en çok suçladığı kitle değil mi?
Geçmişten günümüze teknoloji ve kolay ulaşılan imkanları saymazsak sadece;
Etik, Ahlak, Saygı, Dürüstlük, Samimiyet gibi bizi biz yapan kavramların hiç birisini bu devre taşıyamadık.
Bunun suçlusu da ne yazık ki geçmişi görmeyenler değil, biz geçmişten gelenler değil miyiz.
-3 Kuruş fazla kazanmak için her türlü fırıldaklığın ticaret kuralı olmasını kimler sağladı?
-Bir koltuk için takla atma geleneği bu gün mü icat oldu?
-Siyasi çıkarlar uğruna daha düne kadar kardeşim, abim denilen insanları yoldan çekmek için her türden fırıldaklık bugün mü icat oldu.
-Rekabet etmek için türlü iftiralar, ayak oyunları ve her türden haysiyetsizlik 3-5 yılda mı moda oldu.
Elbette hayır.
Bunların hepsi geçmişte de vardı da, insanlar bu kadar ileri gitmez, yaptıkları ortaya çıkınca da az biraz yüzleri kızarırdı.
O günle bu günün arasındaki fark; Artık insanlar, fitneden, iftiradan, ahlaksızlıktan, yalandan, dolandan bu günlerde utanmıyorlar.
Yani bu günler geçmişe göre haysiyeti olmayanların hedef basamaklarını 3’er, 5’er çıkabilmeleri için bulunmaz bir dönem.
Hiçbir kural kaide yok. İstediğiniz insana istediğiniz iftirayı atar, istediğiniz düzenbazlığı yapabilirsiniz.
Düzenbazlığınız ortaya çıktığında da utanmanıza gerek yok sırıtır geçersiniz.
Nasıl olsa bu dünyada kimseye hesap vermeyeceğiniz için tüm hesapları mahşere bırakıyorsunuz.
Zaten bu yüzden hepimiz ölümden korkuyoruz, çünkü hepinizde cennetlik olmadığımızı çok iyi biliyoruz.
Yarın gözlerimiz bu dünya için kapandığında, 8-10 metrelik bez parçası ile gireceğiz o mezarlara. Geride bırakacağımız o koltuklar, hırsının kölesi olmuş yeni fanilere, mallarımız birbirlerini 3 kuruş için öldürmeye çalışacak olan evlatlarımıza ve bu dünyada aldığımız ahlar da bizlere kalacak.
İşte o zaman geldiğinde bu dünyada görmediğimiz adaleti ve terazisini hep beraber göreceğiz…
Yorum Yazın