12 Eylül darbesine kadar resmi tatil olarak kutlanan ve 12 Eylül’de resmi tatil olmaktan çıkartılan emek ve dayanışma günü olarak da adlandırılan işçi bayramı 1 Mayıs 2009 tarihinden sonra yeniden emek ve dayanılma günü olarak yani halk arasındaki adıyla işçi bayramı olarak kutlanmaya başlandı.
Geçmişte sürekli olarak yasadışı illegal terör örgütlerinin gösteri ve provokasyonları ile gündeme gelen işçi bayramı için yapılan düzenlemeler ve alınan önlemler sayesinde geçmişteki istenmeyen olaylar yaşanmasa da bu bayramdan kamu dışındaki işçiler harici çalışanlar çok fazla haberdar değil.
Her sene olduğu gibi özel sektörde çalışan emekçiler bu yılda kendi bayramlarında yine işlerinin başında evlerine ekmek götürebilmek adına çalışmaya devam ederken hiçbir resmi tatilden mahrum olmayanlar da çok daha iyi şartlarda yaşamlarını sürdürürken aileleriyle bu emekçilerin bayramını piknik alanlarında, AVM’lerde, kırsaldaki bağ evlerinde doyasıya kutlayacaklar.
Yani bu bayramda da bayram yapması gerekenler birilerine bayram yaptırmak için alınlarının terini son damlasına kadar akıtacaklar.
Bu vesile ile bende neredeyse hiçbir sosyal yaşantısı olmadan, geçim sıkıntısı içerisindeki 3 kuruş maaşlara hayatlarını sürdürmeye çalışan tüm emekçilerin bayramını kutluyorum.
Geçtiğimiz yılda yazdığım gibi;
Kayıt dışı istihdamların olmadığı,
İnsanca yaşanabilecek maaşların alınabildiği,
Emekçilerin de diğer insanlar gibi bayramlarında tatil yapabilecekleri,
İş kazalarındaki ölümlerin tamamen bitirildiği,
İşsizlik kaygısının yaşanmadığı,
Mesai kavramının oturtulduğu,
Yani işçilerin de bugünü kutlayanlar gibi, bu endişelerini yaşamadıkları 1 Mayıs bayramı görür müyüz bilmiyorum ama sadece emekçilerin, çiftçilerin, esnafların ve nöbetçi olan kamu personellerinin çalıştırıldığı ve ülkenin gerisinin ise yan gelip yattığı bayramların bence tadı kaçtı.
Birilerine her fırsat bayramken, birilerine her bayramda çalışmak hak mı?
Her şeye rağmen vatandaşlık bilinciyle tüm olumsuzluklara rağmen üretmek için her türden olumsuz koşulda alın terlerini esirgemeyen elleri nasırdan kurtulmayan tüm emekçilerin bayramlarını kutlarım. İnşallah gün gelir onlar da, bugünün tadını çıkartabilenler gibi, gün gelir en azından 1 Mayıs sabahı aileleri ile bir bayram sofrasında buluşabilirler.
İnşallah onlar da, aldıkları açlık sınırlarının altındaki maaşlarıyla tatilin hayalini kurabilirler.
İnşallah onlar da, iş kaygısı yaşamadan, yarınlarından endişe etmeden, yaşayabilirler.
İnşallah onlar da, ailelerinin ihtiyaç ve taleplerini bir gün karşılayabilir.
İnşallah onlar da, “Yılda bir gün de bize ayrılmış” diyebilir.
Bayramlarından bile haberleri olmayan, 3 kuruş maaşlarıyla evlerini geçindirip çocuk okutmaya çalışan, yoklukla doğup yokluğun ortasında yok olup giden tüm emekçilerin bayramlarını kutlarım…
Yorum Yazın