Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin Cuma günü Aksaray’a geldi. Bu ziyaret diğer ziyaretlerden biraz farklı oldu. Aksaray’daki eğitim ve öğretim sürecinde yaşanan sıkıntıları yerinde görmek üzere kendisiyle beraber birçok bürokratı da Aksaray’a gelerek ilçelerde görülen sorunları sorumlulara aktarırken ihtiyaçları da not aldılar.
Aksaray’ın eğitimdeki inanılmaz başarısı mıydı? Yoksa başarısızlığı mıydı? Bakan Tekin’i Aksaray’a getirip toplantılar yapmasına sebep bilemiyorum ama ziyaret ve sonrasındaki açıklamaları bizler demedik. Bizler söylesek mahallenin de kötü çocuğu olurduk zaten.
Bakan Tekin 2002 dönemi öncesindeki teknik imkânların bu gün şartlarıyla kıyas bile yapılamayacağını söyledi. Öyle de olmalı zaten. Dünya 23 yıl önceki dünya, imkânlar 23 yıl önceki imkânlar değil. Dünyada tüm şartlar 23 yıl öncesine göre iyileştirildi ve bu eğitimdeki teknik şartların kıyaslanamaması kadar doğal bir durum da yok zaten.
Sayın Bakan’ın Valilik ziyareti sırasında meydanda kurulan kurultay davet standı Valilikteki görüşme ve toplantıyı anlaşılmayacak düzeye getirse de teşkilat “Bizler Aksaray’da çalışıyoruz” mesajını sayın bakana bizzat iletmiş oldu.
Standı ziyaret eden bakan Tekin’in bölgeden ayrılması ile de meydandaki davet programı bir anda bitiverdi.
Neyse asıl konuya gelirsek Aksaray’ın eğitim başarısı ortada. Özellikle de mesleki eğitim konusunda ülke ortalamasının altında olduğumuzu bizzat bakan bey dile getirdi. Açık sözünden dolayı kendisine teşekkür ediyorum.
Bunu bizler desek de dinleyen olmuyordu. Bakan beyi ne kadar dinlerler bilmiyorum ama mesleki eğitim veren okullardaki reklamlar ve gerçekler biraz birbirinden farklı gibi görünüyor.
Mesleki eğitim alan yani eğitimlerini meslek üzerine yoğunlaştıran öğrencilere el becerilerinden çok diğer dersler yükletildiğinden bu öğrenciler sınıfta bırakılıyor.
Merkezdeki meslek lisesindeki öğrenciler ulaşım sorununu yaşamazken merkez dışında OSB’de açık olan okuldaki öğrenciler bu kadar bile şanslı değil.
Birçok öğrenci için okula ulaşım en büyük başarı olarak kabul edilirken sabahları bu okul için halk otobüsü sayısı bile artırılamıyor. Sanayiye gidecek olan kişilerin doldurduğu sınırlı sayıdaki otobüslerde yer bulamayan öğrenciler ne yazık ki okula ulaşmayı en büyük başarı saymaya başladılar.
Bunun dışında meslek lisesinde okuyan bu öğrencilere sürekli olarak “Okulu bırakın, çıraklık eğitimde haftada 1 gün okula gidersiniz ve sanayide çalışarak kendinize iş bulursunuz” tavsiyeleri bizzat öğretmenler tarafından verilince bu öğrenciler okuldan soğudukları gibi sanayiye de gitmiyorlar.
Bu öğrencileri okulu bırakmaya ikna etmeye çalışan öğretmenlerden başlayarak yapılacak çalışmaların otobüslerle devam etmesini dilerim.
Mesleki okullarımızın başarısızlığını sayın bakan söylüyor ama okula ulaşabilen öğrencilerimiz için en büyük başarının 15 kilometre uzaktaki okula ulaşabilmek olduğunu bilmiyor diye düşünüyorum.
Yani bu şartlarda, okulları bırakma yönündeki görüşleri ile öğrencileri okuldan soğutan eğitimcilere baktığımızda benim beklediğimin üzerinde bir başarıya sahibiz diye de düşünmüyor değilim.
Yorum Yazın