Gazeteciler olarak halkın doğru ve tarafsız haber alması için çalışan bir meslek örgütüyüz.
İlde bulunan 8 günlük gazete, radyo, gerçek anlamda bu işi yapan 3-5 internet sitesi ile 1 televizyon kanalı ile işimizi sözde tarafsız yazmaya gayret ediyoruz.
Şehrin idarecilerinin bam teline kazara da olsa dokunduğumuz zaman kıyamet kopsa da sade ve sadece işimizi yapmaya çalışıyoruz.
Allah razı olsun ki Aksaray’da basın camiasını hobi alanı gibi gören herkes artık gazeteciyim diyerek kapı, kapı gezip kartvizit dağıtmaya başladı.
Basının az da olsa olan itibarını yok etmek için kapı, kapı dolananlar da ne yazık ki bu şehri yöneten tüm idarecilerin ekmeklerine yağ sürdü.
Kendi haklarında veya idare ettikleri kurumların hakkında yapılan haberlere cevap vermek yerine topyekûn basının itibarsızlaşması için çaba harcayan Aksaray’ın idarecileri bu savaşı da sonunda kazandılar.
Sayelerinde kaldırım altı olarak adlandırılan sözde basın kuruluşları her toplantıda başköşelerde ağırlanırken bu şehri idare edenlere de bu isimler “duayen” sıfatı ile tanıtıldı.
Her toplantıda eline mikrofon alanlar, tek kelime bile haber yazamazken, bu sorularını yayınlayabilecekleri yasal bir yayın organları yokken ve hiçbir bedel ödemeden sözde bu işi yapan gerçek emekçilerin bir anda meslek büyüğü haline geldiler.
Bu ilde basın camiasından (Gazetecilikten, Televizyonculuktan) emekli olan 3-5 kişi varken emekli olduktan sonra evde sıkılmamak için takım elbise ve kravatlarla toplantılara toplananlar artık bu şehrin basının yüz karası olmaları gerekirken duayen sıfatı ile gazetecilerin sözde aydını oluverdiler.
Hal böyle olunca gazeteler ve basın yayın organlarının bayram ve özel günlerdeki kutlama mesajları da resmen savaş ganimeti haline gelmeye başladı.
Resmi olan, Savcılıkta kaydı olan, işçi çalıştıran basın yayın organlarından fazla ilimizde bu insanların faturaları dolaşmaya başladı.
-STK’lar bu işten şikayetçi ve artık bu rezilliğin bir son bulmasını istiyor,
-Basın bu işten şikayetçi ve bu rezilliğin son bulmasını istiyor,
-Halk bu rezillikten şikayetçi ve bunun artık bir ayarının olmasını istiyor,
-Sözde idareciler de bu işten şikayetçi ve kendi aramızda bu işi çözmemizi bekliyor,
Daha öncede kaleme aldığım, her ortamda dediğim gibi bu sorunun son bulmasını gerçekten isteyen bir idareci tek telefonu ile bu rezilliklerin tamamına 10 saniye içerisinde son verebilir.
-12-13 Tane cemiyetin bulunduğu bir ilde, isteyen herkesin gazeteciler cemiyeti kurabildiği bir ilde;
-Şehrin yarısının “başkan” sıfatı ile gezdiği bir ilde birileri artık bu savcılıklardaki mevkute beyannamelerini bir gözden geçirir mi?
-Duayen denilenlere nerelerden emekli oldukları bir defa olsun sorulur mu?
-Dernekler masası denilen kurumumuz bu dernekleri ve üyelerini kontrol edebilir mi?
-Basın kartlarının kaç tanesinin gerçek, kaç tanesinin sahte olduğu araştırılıp sahte olanlara işlem yapılabilir mi?
Bilmem ama kayıt dışı bakkal, manav, pazarcılık, polislik, doktorluk, avukatlık, şoförlük, öğretmenlik yapmanın suç olduğu bir ülkede ne yazık ki kayıt dışı olarak herkes “Gazeteci” olabilirken bu işi yapanların babalarından kalma tarlalarını bile ekmelerinin yasak olduğunu bilen var mı???
Yorum Yazın