Ülkemizde nasıl başladığı, nereye kadar gideceği ve ne zaman sonuçlanacağı belli olmayan bir ekonomik süreç ne yazık ki devam ediyor.
Ülkemizde 1980’li yıllarda filmlere konu olan “orta direk” diye tabir edilen halk tabakası da nihayet ortadan kalktı, kalkıyor.
Artık ülkemiz şükürler olsun ki; Zenginler ve Fakirler olarak tam ortandan ikiye ayrılabilecek.
Yani halkın büyük bölümünü oluşturan kitle hep beraber zenginlerin daha da zengin olması için çaba gösterecek.
Bu çaba esnasında da sadece hayatta olduğu için şükür ederken, karnının doymasında en büyük emeğin kendilerine ait olduğunu düşünenlerin de ellerini, eteklerini hatta ayaklarını da öpmek durumunda kalacaklar.
Zorlu geçen kış mevsimi sonrası yaz ayı ile birlikte hareketlendiğini düşündüğüm çarşı, Pazar gezilerime başladım.
Şehrimizin her köşesinde esnafın, işçinin, çiftçinin durumlarını gözlemleme imkanı buldum.
Allah’a şükürler olsun ki herkesin canı sağ, yüzleri ve gözleri gülmese de mutluluk oyunlarını iyi öğrenmişler.
***
Esnafımız da, işçilerimiz de bu durumdayken elbette birileri de bu ülkede bulundukları konumlarının ve tabakanın imkanlarından faydalanacaklar.
En güzel yerlerden giyecekler, yiyecekler, gezecekler, eğlenecekler, tedavilerini olacaklar, çocuklarını okutacaklar. Bu onlara sunulmuş bir nimet olduğu için onlar da bu nimetlerin tadını çıkartacaklar.
Çıkartacaklar çıkartmasına ama artık bu millete “Almazsanız, ölmezsiniz ya”, “Yemezseniz ölmezsiniz ya”, “Pahalıysa almayın, yemeyin, giymeyin” söylemleri bu milleti germeye başladı.
İthal olmayan bir kilogram kirazın 600 liraya yükseldiği bir yerde bu soruna tedbir alınmasını sağlamak yerine “Yemezseniz ölür müsünüz?” söylemi ile dalga geçer gibi konuşmak artık bu milletle resmen dalga geçmektir.
Bu millet bu şartlarda yaşayarak “Elhamdülillah, Şükürler olsun” diyebiliyorsa her şeyin en güzeline ve en iyisine layık demektir.
Kışın sebzeyi tane ile alıp yazı çıkartanlara pazarda gördükleri 3 kuruşluk meyveleri “yemeyin” demek sadece “Şükür edebiyatının” devamı için yapılan aşağılamadır.
İnsanca yaşamı sadece karnını doyurup nefes almak sanan güzel yurdumun güzel insanları gezip görme hayallerinden vazgeçseler de ülkemiz topraklarında yetişen sebze ve meyveleri de mi almasınlar, yemesinler.
Eti bayramlarda gören, tavuğu misafir sofraları için evlerine sokabilen, balığı filmlerde gören insanların olduğunu bilmeyenler ne yazık ki geçmişte pazarlarda el arabaları ile taşıtılan sebze ve meyveleri de “Yemeyiverin” diyerek milletin aklıyla da alay etmeye başladılar.
Evlerine her türlü gıda malzemesinin en kalitesini alan, Aksaray’daki AVM’leri bile kalitesiz görerek başka illerde giyinenler bu halka yön verecek kudrete sahip değildir.
Artık bu ekonomik krizin faturasını biraz da bu halka yön vererek ülkenin nimetlerinden her türlü faydalanan tabaka ödemeli.
“Almazsanız Ölmezsiniz Ya” demek yerine eti, sütü, tavuğu lüks sayan bu millete en azından bu ülkede yetişen sebze ve meyve yeme hakkını bari çok görmeseydiniz iyiydi.
Yorum Yazın