Vilayet olmadan önceki sürecinde gelecek hesabının yapılmaması nedeniyle çarpık yapılaşmaya kurban giden merkezi ve sürekli artan nüfusu ile trafiğinin ana sorun olduğu Aksaray’da TÜİK’e göre motorlu kara taşıtı sayısı hızla artmaya devam ediyor.
TÜİK verilerini her ne kadar şehir idarecilerine “tedbirlerinizi alın. Bu artış ile ileride şu kadar daha otoparka veya şu kadar daha ana arter ve yola daha ihtiyacınız olacak” diyerek uyarmak için yapsa da bizler de idarecilerimiz de ne yazık ki bu verilerin övünmek veya zenginlik göstergesi olarak açıklandığını sanıyoruz.
TÜİK’in son açıkladığı verilere göre Aksaray’daki motorlu kara taşıtı (Otomobil, kamyonet, kamyon, otobüs, TIR, traktör, minibüs, motosiklet ve özel amaçlı hizmet araçları) 160 bin rakamını çoktan aştı.
Elbette Aksaray çevresindeki Nevşehir, Niğde, Kırşehir ve Kırıkkale gibi illere bakıldığında açık ara liderliği ile tedbirler alması gerekenlere göre bu iller arasında kitap, kültür varlıkları gibi alanlarda sonuncu olsa da bu alanda açık ara lider.
Bu elbette kimilerine göre acil çözülmesi veya tedbirler alınması gereken bir sorun, kimilerine göre ise görmediğimiz zaman sıkıntı yok denilecek kadar küçücük bir sorun.
***
“Bu sorunlar o kadar küçük ki görmezden gelinebiliyor demek ki” diye düşünmeye başlıyorum tam, istemesem de bu trafiğin içerisinde buluyorum kendimi ve sonrasında;
-Merkezin girişinin de, çıkışının da sorunlu olmasından dolayı akmayan trafiği görüyorum,
-Sonradan görmüşlüğün veya hiç görmemişliğin getirdiği aymazlıkla saatte 5 kilometre hızla piyasa yapanları görüyorum,
-Şehirdeki her yeri kendi yaya geçitleri gibi kullanan ve hiçbir şekilde uyarılamayan yayaları görüyorum,
-Trafik ışıklarında bekleyen araç sürücülerinin sosyal medya sayfalarını kullanma ısrarlarından dolayı yeşil ışıklarda sadece 2-3 aracın geçebildiğini gerisinin beklediğini görüyorum,
-Tek sıra bile parkın kaldırılması gereken merkezi noktalara ikinci hatta üçüncü sıra araçların dörtlülerini yaktıklarını ve sıkışan trafiktekilere “5 Dakika bekleyin” diyebilme arsızlığını görüyorum,
-Balık yiyecek bir araç sahibinin akan trafikte yüzlerce aracın geçeceği yolu tıkayabileceği hakkını kendinde görmesini de görüyorum,
-Motosiklet kullanıcılarının tamamı olmasa da büyük bölümünün yolların tek hakimi olarak kendilerini gördüklerini ve başka sürücülere de yayalara da saygılarının olmadığını da görüyorum,
-Esnafların yol üzerlerine istedikleri malzemelerini çıkartabildiklerini ve kendi araçları dışında istedikleri yerler haricini parka yasak ilan edebildiklerini de görebiliyorum,
-Sıcak ekmek almanın önemini biliyor ve fırın önlerinde tüm yolun belirli zamanlarda kapatıldığını da görüyorum,
-Girişlerinin bile yasak olması gereken çok büyük yük araçlarının şehrin merkezi noktalarında fink attıklarını da görüyorum,
-Ebulfez Elçibey caddesindeki rezillik ve görmemişliği de görüyorum.
Kısacası değerli hemşerilerim ben de sizler gibi her şeyi görüyorum ama bunları görmesi gerekenler ne yazık ki görmüyorlar.
Ne diyelim artık bizim memlekette son günlerde, görmezden ve duymazdan gelindiği zaman sorunların unutulup gittiğini ve sıkıntılarla yaşatılmaya çalışılan bu milletin de bu sorunlara alıştırıldığını onlar da öğrenmiş demek ki.
Sizler de, bizlerde artık görmeyelim, duymayalım ve konuşmayalım ki bu rezilliklere alışalım.
İnanın ki alışınca tepki gösterenlerin ne kadar amaçsızca işlerle uğraştığını görürsünüz ki, geçmişteki çabalarınızdan dolayı kendinizden bile utanırsınız…
Yorum Yazın