Aksaray
DOLAR31.9682
EURO35.0861
ALTIN2417.2
Nazmi Çalışkan

Nazmi Çalışkan

Mail: nazmicaliskan@aksaray68haber.com.tr

Aksaray Kamburlarından Kurtuluyor

Aksaray Kamburlarından Kurtuluyor

Cumhuriyetin kurulması ile ilk iller arasında yer alan ancak 20 Mayıs 1933 tarihli karar ile kazaya dönen Aksaray konumu gereği önüne serilen tüm engellemelere rağmen büyümeye devam etmiş ve kendisinden kopartılan Gülşehir ile Şereflikoçhisar ilçelerini de aynı dönemdeki kanun gereği diğer illere bırakmak zorunda kalmıştır.

Aradan geçen 56 yılın sonunda Aksaray’ın kıymetli siyasetçi ve bürokratları ile o dönemin ebediyete intikal etmiş gazetecilerinin de çalışmaları ile dönemin başbakanı merhum Turgut Özal döneminde 56 yıllık esaretten kurtularak 1989 yılında yeniden il olarak sökülen apoletlerini tekrar takmıştır.

Aradan geçen 56 yıl içerisinde kendisine denk olarak kabul edilen illere göre çok büyük yatırımlarını kaybeden Aksaray’ın 1989 yılı sonrası gelişimi ise yine ilçelik döneminde olduğu gibi hesaplananın ötesine geçmiş ve önlenemeyen şekilde büyümeye devam etmiştir.

Özellikle tarım ve hayvancılık alanındaki yatırımlara ek olarak 2002 sonrasında Ak Parti iktidarının başlaması ile sanayileşme hamlesini de başlatan Aksaray’ın bu günlerde nüfusu ilçeleri ile birlikte resmi rakama göre 450 bin seviyelerine yaklaşmış olsa da il genelindeki hareketlilik ve konut ihtiyacına bakıldığında nüfusumuzun 500 bin rakamının üzerinde olduğu da aşikardır.

Sürgün olarak adlandıracağım ilçelik döneminin ardından başlayan gelişim süreci şehirde istenmese de çarpık yapılaşmayı da beraberinde getirmiş ve şehir bunun bedelini halen ödemeye devam etmektedir.

Özellikle kent merkezindeki çürük ve estetikten uzak yapılaşma ve binaların durumu yıllardır çözülmeyi beklerken nihayetinde kimsenin içerisinden çıkılamaz dediği bir kentsel dönüşüm projesi ile şehir ilk kamburu olan ve güvenlik sorununun da merkezi haline gelen Hamidiye Mahallesinin büyük bölümünden kurtulmuş ve burada TOKİ işbirliği ile yapılan yeni yerleşim alanlarının da teslimi noktasında sona gelindi.

Bunun dışında yine çarşı merkezinde bulunan TEDAŞ iş merkezi olarak da bilinen kullanışsız yapının da bu şehre yakışmadığını belirten Aksaray belediyesi yoğun çalışmalar sonunda bu yapının da belediyeye tekrar kazandırılmasını sağlamış ve bu alanın da yıkımı için gün saymaya başladı.

Bu hamleler ile Valilik karşısında bulunan binalarda da yenileme için çalışmalar sürerken şehir merkezindeki kambur gibi görünen ve çoğu sürgün dönemimizi hatırlatan yapılar yine peş peşe yıkılmaya başlamış ve projelendirme için süreç devam etmektedir.

Bu kadar fazla hisselerin olduğu ve “yıkımı mümkün değil” denilerek yıllardır dokunulmayan yapıların şimdi nasıl olup da günler içerisinde boşaltılıp yıkılabildiğini şehri geçmişte yönetenler tekrar sormak gerekir diye düşünüyorum.

Bu dönüşüm hamlesinin son kurbanı ise Aksaray’da hem güvenlik, hem de estetik anlamında en büyük sorun haline gelen Mehmet Şişman İşhanının Eski sanayi Caddesine bakan bloğu oldu.

Nihayet geçmişte pavyon, çöplük, ve illegal olayların döndüğü, daha sonrasında büyük bölümü temizlenerek ibadethane ve iş yerlerine dönüştürülen işhanının yıkımının da başlaması ile Aksaray büyük bir kamburunu daha sıyırıp atıyor.

Bu yapıların ortadan kaldırılması elbette şehir geleceği için çok önemli ama bu yapıların yerine yükselecek yapıların zamanlaması ve şekilleri de en az yıkımları kadar önemli diye düşünüyorum.

Hamidiye Mahallesinde yapımında sona gelinen TOKİ projesinde esnafların sıkıntılı oldukları ve özellikle iş yerlerinin durumları konusunda memnun olmadıkları yönünde duyumlarım olduğu gibi bu yıkımı yapılan yerler ile yıkımı yapılacak olan yerlerdeki esnafların ve dükkan sahiplerinin de bu alanların yapımı ve teslimi konusunda bilgisiz olmaları konusunda sürecin ilerleyişini tehlikeye atması endişesi sürüyor.

En kısa sürede bu alanların projelendirmesi ve yapımı konusunda da bu esnaflara gerekli bilgilendirmeler yapılmalı ve insanlar mağdur olmadan dönüşüm çalışmaları merkez dışındaki alanlardaki Aksaraylıları da cesaretlendirmeli.

Eğer bu alanlarda mağduriyet söylemi artarsa çok hızlı ve gerekli olan kentsel dönüşüm çalışmalarında baltalar taşa vurulmuş olur ve Aksaray sürgün döneminden kalma bana göre yıkılması şart olan birçok ucube yapısı ile bir yarım yüz yıl daha baş başa kalır.

Umarım güzel hedeflerle çıkılan bu yolda basit sorunlar hedeflerin şaşmasına neden olmaz.

Yukarıda da dediğim gibi Aksaray biz istemesek de, siz istemeseniz de, başkaları istemese de konumu itibari ile kendi kendine büyüyen bir şehir. Bu büyüme için 1933 sonrası yapılaşmalardan bir an önce kurtulmalı ve öncelikle depreme dayanıklı sonrasında ise Aksaray’a yakışır mimari ile şehir vitrinini Türkiye’nin kalbine yakışır hale getirmemiz şart diye düşünüyorum. 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar