Türkiye Cumhuriyeti Devleti; Vatandaşı olmaktan gurur duyduğum ve yaşamaya devam ettiğim Dünyanın en güzel ülkesi.
Ülkem Asya ve Avrupa’da toprakları bulunan jeopolitik önemi bakımında tüm Dünyanın kontrol etmek isteyeceği müthiş bir konumda olduğundan yıllardır içerimizde ve sınırlarımızda savaşlar, kan, gözyaşı hiç bitmiyor.
Bu kadar önemli bir konumda olan ve devlerin de sahip olmak istediği bu ülkenin konum bakımından en önemli illerini sıralasalar Aksaray kesinlikle bu iller içerisinde yer alır.
Tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bu topraklar medeniyet kalıntılarına bakıldığında şehrin öneminin ne denli büyük olduğunu gözler önüne sermesine rağmen ne yazık ki bu şehrin potansiyeli bir türlü ön plana çıkartılamıyor.
“Var bir hayalimiz” diyerek konuşmalara başladığımız demiryolu konusunda beklentiler artmasına rağmen ne yazık ki artık insanların hevesleri de bitmiş durumda. Yani artık Türkiye’nin kalbi durumunda bir ile yapılacak olan demiryolu yatırımı bu halkı heyecanlandırmaya bile yetmeyecek bir vaat haline geldi.
Türkiye için jeopolitik önemi çok yüksek olan bu şehrin demiryolu hayali 1856 yılında Osmanlı İmparatorluğunun Anadolu topraklarında başlattığı imtiyazlı demiryolu projeleri ile başlamış.
O günden beri bu hayal 169 yıl boyunca şehrin insanları tarafından beklenmiş ve bu konuda yapılan yalan haberler bile şehirde mutluluk kaynağı olmuş. Bunun için en büyük umutta yine Türkiye’nin yatırım tsunamisine uğradığı 2002 yılı sonrası artmış ve 23 yıl boyunca bu hayalimizin somut olarak hayata geçmesi beklentisi de artmıştı.
Yatırımlar anlamında Osmanlı döneminde olduğu gibi Cumhuriyet döneminde de üvey evlat muamelesi gören bu şehrin tüm çevresi marşlara konu olan Demirağlarla örülürken kalemler nedense harita üzerinde bir tek ağın ilk olarak geçmesi gereken Türkiye’nin kalbine dokunmamış.
1856-2025 Yılları arasından geçen 169 yıl boyunca Aksaraylı bu demiryolu konusunda hep umutla beklemesine rağmen 169 yılda bu Salihler şehrine ne yazık ki eski medeniyetlerin verdiği değer bir türlü verilmemiş.
Özetle yazmak gerekirse kıymetli hemşerilerim 169 yıl boyunca;
Birbirimizin kuyusunu kazmaktan,
Milletin kazandığının peşinde gezmekten,
Fitneden,
Dedikodudan,
İftiradan,
Suçlu aramaktan,
Bireysel kazanım çabalarından,
Anlamsız siyasi rekabetlerden,
Koltuk sevdasından,
İspiyonculuktan başka işlerle uğraşabilseydik; Uzay çağına gelinen bu süreçte 1856 yılında başlayan demiryolu yatırımını bekliyor olmazdık. Dünya artık demiryolu, denizyolu, havayolu ve karayolu ulaşımlarını bambaşka boyutlara taşımanın yolunu ararken biz kara treni bekliyor olmazdık.
Bu işin faturasını bu güne kesmek kolaycılık olur ve 23 yıllık sürecin önünde kalan 146 yıl boyunca idare edenleri de aklamak olur.
O yüzden çok beklentiye girmeden “Var bir hayalim” deyip oturuyorum söğüt gölgesinde…
Yorum Yazın